30 Temmuz 2010 Cuma

Yeryüzü Cenneti Şelale Restoran


Likya, Akdeniz bölgesinin en güzel yerlerinden biri olan bugünkü Fethiye ve Antalya kentleri arasında kurulmuş, Anadolu’nun önemli medeniyetlerindendir. Kurulduğu bölgede günümüze kadar gelen eserleriyle güzelliğini yaşatmaya devam etmektedir. Bu bölgede yaptığım gezilerde kültürel zenginliği sonsuz bir ülkede yaşadığım için kendimi hep şanslı hissetmişimdir. Bugün sizlere Likya medeniyetinin önemli kentlerinden olan Olimpos ve Fasalis arasındaki cennet bir köşeden bahsedeceğim.


Şelale Restoran, Antalya’nın Kemer ilçesine 15 dakika mesafede bulunan Ulupınar köyünün doğayla bütünleşen en güzel restoranıdır. Doğal güzelliği, şelaleleri ve yemeklerinin lezzetleriyle bu güzelliğin bitmesini hiç istemeyeceğiniz bir mekan burası. Antalya gibi sıcak bir şehirden uzaklaşıp serinlemek ve biraz olsun kendinizi farklı bir ortamda hissetmek istiyorsanız kesinlikle burayı ziyaret etmelisiniz.


Restoran önemli iki antik kentin (Olimpos ve Fasalis, ki buraları da ülkemizin görülmezse görülmezlerindendir.) ortasına kurulmuş, doğal güzelliklerinin sonuna kadar değerlendirildiği, ormanların içerisinde, şirin bir köy olan Ulupınar Köyü'nde bulunuyor.



Kendinizi kaybedeceğiniz bu mekânda balık ağırlıklı menüler bulunmakta. Akdeniz’in birbirinden lezzetli su ürünleri sizlere sunulmakta. Bunların dışında ızgaralar, kaburga dolması, kuzu çevirme gibi değişik tatları da burada bulabilirsiniz.


Ancak buraya geldiyseniz güveçte alabalığı mutlaka denemelisiniz. Harika bir lezzet olduğunu siz de göreceksiniz. Kendi çiftliklerinde yetiştirilen alabalıklar, güveçte tereyağ ve baharatlarla zenginleştirilip sizlerin beğenisine sunuluyor. 


Yemek yediğiniz mekânların yanından akan sular sizi serinletirken yeşillikler içinizi ferahlatıyor. Çevredeki ördekler ve kuşlar ortamı daha da güzelleştiriyor.


Yazdıklarımızdan da anlayabileceğiniz gibi burada sizi doğal güzellikler ve alabalıklar etkileyecektir.




Mezeler ve ara sıcaklar ortalama bir lezzette ancak yemeklerin yanında verilen köy pidesinin tadına doyamayacaksınız.

 Hizmet kalitesi de iyi seviyede olan restoranın fiyatları ise biraz yüksek. İki kişi 50 Lira gibi bir fiyata Alabalık menüsünden tadabilirsiniz (İçecek hariç).


Mekân mantığı olarak Saklıkent, Yakaköy, Ardasan’daki mekânların mantığına sahip olmakla beraber, bulunduğu ortam, hizmet ve lezzet yönüyle çok farklı olduğunu göreceğiniz bu restoranı mutlaka ziyaret etmenizi öneririm. Şimdiden keyifli zamanlar dilerim..


Ambiyans : 5 *****
Fiyat : 2 **
Lezzet : 3 ***


Adres : Ulupınar Köyü Kemer/ANTALYA
Tel : 0 242 825 00 25

Web Adresi : http://www.selalerestoran.com/

27 Temmuz 2010 Salı

Taj Mahal

Sevgili Gurme'miz bugün bize güzel bir Hint restoranını tanıtıyor. Değişik tatlara açıksanız ve dünya mutfaklarını merak ediyorsanız bu yazı ilginizi çekecektir.


Dünyanın en büyük aşkının ölümsüz eseridir Tac Mahal. Büyük hükümdar Şah Cihan’ın çok sevdiği eşi Banu’nun ölümü üzerine yaptırdığı, dünyanın en güzel aşk örtüsüdür. Bu aşk Şah Cihan’da o kadar büyüktür ki eşi, çok sevdiği Banu’nun ölümünden iki yıl sonra ancak kendisine gelebilmiş ve her ikisi için ölümsüzleşecek olan dünyanın yedi harikasından biri kabul edilen Tac Mahal’i yaptırmıştır. Dünyanın dört bir yanından getirilen değerli taşlarla, devrinin en büyük mimarlarına (Mimar Sinan’ın öğrencileri Mehmet İsa ve Mehmet İsmail’e) yaptırılmıştır. Binanın mimari özellikleri, sütun ve köşelerdeki simetriler, kullanılan malzemenin paha biçilemez oluşu ve ince sanatçılık özellikleri Tac Mahal’i değerli kılar. Dünyada aşk için yapılmış olan en güzel ve en büyük anıttır. Hindistan’ın Agra şehrinde bulunan bu eser, aynı zamanda Hindistan’ın da sembolü olmuştur.



Bugün sizlere bu sembol ismi kullanan şirin tatil beldemiz Marmaris’in en işlek yerinde bulunan Taj Mahal restoranından bahsedeceğiz. Hint mutfağının ülkemizdeki en güzel temsilcilerinden biri olan bu restoran lezzeti ve ambiyansıyla misafirlerine tatlı saatler geçirtiyor.



Özel baharatları ile bilinen Hint mutfağı birbirinden güzel yemekleriyle de damaklarımızda farklı lezzetler bırakmakta. Hint mutfağına baktığımızda ellerindeki en büyük zenginlik olan baharatı yemeklerinde çok iyi kullandıklarını görüyoruz. Özellikle hafif yağda hazırladıkları yoğunlaştırılmış baharat ve soslar Hint mutfağında öne çıkanlar. Öncelikle şunu belirtmeliyiz ki bir Hint mutfağında yemek yiyorsanız önyargılarınızdan arınmış, değişik lezzetlere açık olmalısınız, yoksa etle verilecek olan tatlı sosa ilk etapta burun kıvırabilirsiniz. Hint mutfağında kullanılan baharatlara kısaca bakacak olursak zencefil, mango tozu, kişniş, kakule, zerdeçal, muskat vb. günümüzde bizim de sofralarımızda kullanabildiğimiz baharatlardan oluşmaktadır.

Hint mutfağını özel kılan ise bu baharatların kullanımında asla cimriye kaçmamalarıdır. Pirinç pilavındaki safranın tadını doya doya çıkarabilirsiniz veya bir ızgara yemeğindeki baharatları tüm yoğunluğuyla damaklarınızda hissedebilirsiniz. Bu arada ülkemizde çokça kullanılan körinin karışım bir baharat olduğunu bilmekte de yarar vardır. Yapılan yemeğe göre karışımda kullanılan baharat miktarı değişiklik gösterir.
Ayrıca Hint mutfağı için ufak bir not, yemeklerde dana eti kullanılmaz veya çok nadir kullanılır, bu yüzden bir Hint restoranında dana eti bulamayacağınızı da bilmekte yarar vardır. Yemeklerde kullanılan soslar acılığına ve tatlı-ekşi kıvamına göre ayrılmaktadır. Basmati Pirinciyle yapılan yemeklerin lezzeti de bir başka olmaktadır. Tatlıları da güzeldir ve tabiî ki baharatlıdır ancak bunları yapabilen restoranlara ülkemizde rastlamak pek mümkün değildir.

 Taj Mahal, Hint mutfağını ülkemize taşıyan özel bir restorandır. Adımınızı attığınız anda sizi Hindistan’daymışsınız hissini uyandırıverir. Çalışanlarının çoğunluğu Hint vatandaşıdır, kullanılan malzemeler özel olarak Hindistan’dan getirilmekte, yemekler Hint ustalara emanet edilmektedir. Ambiyans olarak da gayet şık olduğu söylenebilir. Turistlerin çokça rağbet ettiği bu mekân, görülmeyi hak etmektedir.



Yemeklerine bakacak olursak, yemeklerde kullanılan sosların değişiklik gösterdiğini, diğer malzemelerinin pişiriliş tarzının birbirleriyle aynı olduğunu söyleyebiliriz. Masala denilen soslar vardır ki bunlar acılığına göre değişiklik gösterir aynı zamanda tatlı ekşi soslarını da denemenizi öneririm (Bakalım Hindistan Cevizinin tadını alabilecek misiniz?). Ayrıca Samosa güzel bir aperatiftir. Hamur içerisinde acılı sebze, yerine göre tavukla yapılıp kızartılan hoş bir lezzettir. Chicken Spring Roll, bizim dürüme benzeyen ama baharatlarla tavuk etine ayrı bir lezzet verilmiş başlangıçlardan biridir denemenizi öneririm. Önemli lezzetlerden biride tikka masala sosuyla yapılmış tavuktur ki yapımı meşakkatli yemesi de bir o kadar zevklidir. Tavuk eti, kimyon, kakule, sarımsak, muskat, zerdeçal gibi baharatlarla marine edilir ve domates, zencefil, sarımsak, kişniş, karanfil ve krema ile sosu hazırlanır, ortaya ise harika bir lezzet armonisi çıkar. 


Mercimek unuyla yapılan papadums ise lezzetli bir atıştırmalık olarak önünüze getiriliyor.

 Basmati pirinciyle yapılan pilavları da sizi etkiliyecektir. Özellikle pilavda kullanılan karanfil, karabiber ve sürpriz baharatlarıyla her tattığınızda sizi şaşırtacak ama bir o kadar da iştahınızı açacaktır. Bu restoranımızda maalesef Hint tatlılarını bulunmamakta, bundan dolayı tatma imkânınız olamayacak ama yiyeceğiniz yemekler size yeterince memnun edecektir.


Yolunuz Marmaris’e düşerse yemek için güzel bir alternatifiniz var bizden söylemesi.

Ambiyans : 3 ***
Fiyat : 2 ***
Lezzet : 3 ***


Adres : Kemal Elgin Bulvarı Karacan Plaza No: 54/17
Tel : 0252 417 44 52

Web Adresi : http://www.tajmahalmarmaris.com/

25 Temmuz 2010 Pazar

Bursa


Kozahan

Serin hülyasıyla çeşmelerinin
Başındayım sanki bir mucizenin,
Su sesi ve kanat şakırtısından
Billûr bir âvize Bursa’da zaman.

Tanpınar "Bursa'da Zaman" şiirinde bu güzel şehirden böyle bahsediyor. Hatta Beş Şehir isimli kitabında yer verdiği şehirlerden biri de Bursa'dır. Ben de tarihi ve doğal güzelliğiyle sizi hayran bırakacak bir şehirden bahsedeceğim bugün. Dünyanın en büyük devletlerinden Osmanlı'nın başkentliğini yapmış olan, birçok âlimi ve hükümdarı topraklarında barındıran huzurun timsali bir şehir Bursa...  Kültürüne sahip çıkmış, yozlaşmamış bir şehir Bursa...

Bursa'da İstanbul gezimizin dönüşünde 1,5-2 saatlik bir mola verdik, bu kısa sürede ancak Ulu Camii görme,  ipek eşarp ve şalların satıldığı Kozahan'ı gezme ve nefis İskender'inden yeme fırsatımız oldu. Bu kadar güzel bir şehri birkaç saatte gezmek de birkaç fotoğrafla anlatmak da mümkün değil aslında. Ama kısa süre kalmış olsak da çok beğendiğim ve tekrar gitmeyi istediğim bu şehirden bahsetmemek de olmaz.


Ulu Cami'deki şadırvan


Ulu Cami, Türk tarihinin en büyük camisiymiş. Camiin en dikkat çekici özelliklerinden biri içerisinde yer alan şadırvan. Bununla ilgili çeşitli riyavetler var. En yaygın rivayet cami yapılırken bir kadının arsasını vermek istememesi, gönülsüz alınan bu yerde namaz kılınmasının doğru olmayacağı düşüncesiyle şadırvanın yapıldığı. yönünde.


Su sesi her zaman huzur verici olduğu için camiin en güzel yerlerinden biri şadırvanın etrafı.


Ulu Cami'den görüntüler









 

Blogun asıl teması yemek faslına gelince... Bursa'nın Kemalpaşa Tatlısı, Kestane Şekeri, İskender Kebabı, İnegöl Köftesi gibi lezzetleri dillere destandır. Bunlar ilk anda aklıma gelenler eminim bizim fazla bilmediğimiz pek çok lezzeti barındırmaktadır. Tabi Bursa denince akla ilk gelen yiyeceklerden biri iskender olunca biz de hazır Bursa'ya gelmişken yerinde yiyelim dedik. İskender'in doğduğu yer olduğu belirtilen Kebab İskender'de (Cevat İskenderoğlu) yedik. 1867'den beri kuşaktan kuşağa geçerek süren bu lezzeti kesinlikle yerinde tatmanız lazım. Son derece küçük ve mütevazi bir mekanı olan İskender'de ayakta sıra bekleyen insanları gördüğünüzde şaşırıyorsunuz. Ancak yedikten sonra da döner buysa bizim şimdiye kadar yediklerimiz neydi diye de düşünüyor insan. O kadar lezzetli...



  


Bursa'yı görmediyseniz mutlaka gidin, gezin görün, lezzetlerini tadın diyerek yazıma son veriyorum :)

Böylece bu yazıyla İstanbul gezimizi de sonlandırmış bulunuyoruz, sırada hangi gezi yazısı var acaba???


22 Temmuz 2010 Perşembe

Ayasofya Müzesi/Sultanahmet Camii/YerebatanSarnıcı



İstanbul gezimizde tarihi yarımada olarak adlandırılan bölgede yer alan Ayasofya, Sultanahmet Camii ve Yerebatan sarnıcı da gezdiğimiz yerler arasındaydı. Ayasofya ve Sultanahmet İstanbul'da görülmesi gereken önemli tarihi yerlerden. Çok bilinen dolayısıyla hakkında pek çok yerde bilgi bulunabilecek yerler olması dolayısıyla ben sadece çektiğim fotoğrafları yayınlayacağım. Topkapı yazısında da belirttiğim gibi gitmeden önce bilgi edinmenizi ya da bir rehber eşliğinde gezmenizi öneririm. Bizim bir rehberimiz vardı ama ne yazık ki mekan girişlerinde birkaç cümle klişe açıklama yapıp içeride bize eşlik etmeyen ve tarih bilgisi yetersiz biriydi. Aslında çok ciddiye alınması gereken bir iş. Özellikle yabancı turistlere yalan yanlış bilgi verildiğini görmek üzücü. Özellikle Osmanlı tarihi konusunda onlar ne duymak istiyorsa onu söyleyen rehberler var. Asıl konumuza dönersek Ayasofya'yı bu rehberle gezdik gezmesine ama sadece 2 gün sonra İzmir'e döndüğümde Ayasofya Müzesi Müdürü Haluk Dursun'un bir konferansını dinleme şansım oldu ve aslında ayasofya'yı gezmediğimi fark ettim. Haluk Beyin slaytta gösterdiği pek çok yapıyı görmemiştik. Bu sebeple konferans esnasında çektiğim slayt görüntülerine de bu yazıda yer vermek istiyorum.



















Haluk Dursun'un konferansından fotoğraflar


Doç. Dr. Haluk Dursun


Kapı tokmakları (Haluk Beyin çoğu çalınan bu tokmaklar için yorumu insanların hatıra olarak aldıkları yönünde iyimser bir yaklaşım :)




Şadırvan (Osmanlı coğrafyasının en büyük şadırvanı)
Haluk Bey, bu şadırvan hakkında şiirler yazıldığından behsetti)

Ayasofya'nın çeşmesi

(Haluk Bey sebil kısmında zaman zaman içecek ikram ederek bu geleneği sürdürdüklerini, bu uygulamanın özellikle turistlerin çok ilgisini çektiğini belirtti.)


Ayasofya'daki çeşitli mozaik örnekleri





Bizans mozayiğinden yapılan tuğra (ilk kez), Abdülmecit zamanında yapılmış

Haluk Bey konferansında Ayasofya'dan çalınan çinilerin Fransa'da Louvre Müze'sinde sergilendiğini de belirtti.

Sultanahmet fotoğrafları











Yerebatn Sarnıcı Bizans döneminde su ihtiyacını karşılamak amacıyla yaptırılan bir yer. İçerde ışığın yetersiz olması dolayısıyla çok fazla fotoğraf çekemedim, daha fazla fotoğraf ve bilgiye kendi sitesinden ulaşılabilir.