Bugün sizlere çok keyif aldığım, aynı zamanda da yeni şeyler öğrendiğim bir etkinlikten söz etmek istiyorum. Geçtiğimiz günlerde Tepekule Catering tarafından Miranda ile zeytinyağlı lezzetler hazırlamak üzere İzmirli yemek blogu yazarı arkadaşlarımla birlikte davet edildim.
Tepekule Kongre merkezine vardığımızda bizi Derya Hanım karşıladı ve birlikte mutfağa geçtik. Katıldığım blog etkinlikleri sayesinde pek çok kez otel ve restoran mutfaklarında bulunma imkanım oldu ve her seferinde bundan çok heyecan ve mutluluk duyuyorum. Kısaca mutfakta olmayı seviyorum diyebilirim :)
Mutfakta Şef Binali Yılmaz ve ekibi hazırlanmış bizleri bekliyordu. Mutfağa girdiğimde gördüm ki bu mutfağın ilk misafirleri biz değildik. Duvarda yer alan resimlerde bu mutfakta bizden önce keyifli zaman geçiren çocukların fotoğrafları vardı. O zaman öğrendim ki İzmir'deki çeşitli okullardan öğrencilerle sağlıklı beslenme bilincini aşılama amaçlı çalışmaları olmuş. Bu faydalı projeye bundan sonra da devam edeceklermiş.
Binali Şef o gün bizim için şahane bir menü belirlemişti. Menüde neler mi vardı?
Bu muhteşem menüyü Binali Şef hazırlarken bir yandan da püf noktalarını paylaştı, sorularımızı cevapladı. Biz de bir yandan fotoğraf çekme bir yandan not alma ve şefi izleme telaşındaydık :)
Siz bu güzel menüyü hazırlayıp tattınız da bize ne faydası var diyorsunuz değil mi? :) Hiç merak etmeyin bu güzel lezzetlerin hepsinin tarifini sonraki yazılarımda sizlerle paylaşacağım.
Yemeklerimiz hazır olduktan sonra sıra tatmaya geldi. Tepekule'nin en üst katında yer alan A7 Şehir Kulübüne çıktık. Burası daha önce de geldiğim ve manzarasıyla ve yemekleriyle büyülendiğim bir yerdi zaten... (A7 Şehir Kulübü ile ilgili diğer yazımı okumak isterseniz tık tık) Toplantı ya da özel günleriniz için Tepekule'deki salon ve restoranları değerlendirmenizi öneririm. Burada karşımızda nefis bir manzara, önümüzde Miranda Zeytinyağı ile hazırlanan lezzetli yemekler ve blog yazarı arkadaşlarımın sıcacık sohbeti ile harika bir öğle yemeği yedik.
Bu yemekte bize Tepekule'nin halkla ilişkiler biriminden Derya Hanım eşlik etti. Derya Hanım hem Tepekule ve A7 hem de Miranda Zeytinyağları ile ilgili sorularımızı cevapladı. Bu sohbetten öğrendiğime göre A7 Şehir Kulübü Cumhuriyetin ilk yıllarındaki "şehir kulübü" geleneğini devam ettirmeyi hedefliyor.
Yine Derya Hanım'dan öğrendiğimize göre Miranda'nın zeytinyağı dışında zeytin çeşitleri ve zeytinyağlı sabunları da var. Bizlere de bu güzel günün sonunda Miranda'nın şirin önlükleriyle birlikte zeytinyağı, zeytinyağlı sabun ve sıvı sabundan oluşan bir paket hediye ettiler. Böylece ben de ilk kez Miranda'nın ürünlerini deneme fırsatı bulacağım.
Kendimi çok özel hissettiğim, yeni bilgiler edindiğim, keyifli zaman geçirdiğim bu güzel etkinlik için Tepekule Catering'e, Miranda'ya, Reklam Yönetmeni Derya İzgiş ve Şef Binali Yılmaz'a ve Hepleziz'in yazarı Tülay Oral'a çok teşekkür ederim.
Güne dair daha fazla fotoğraf için facebook albümüme, Tepekule hakkında bilgi için buraya, Miranda için buraya bakabilirsiniz.
Yazımdaki 1. fotoğraf Figen Karavaş'a aittir, kendisine teşekkür ederim.
Enginar benin en sevdiğim sebzelerden biri, enginarla yapılan her şeye bayılıyorum... Şimdi tam da zamanı iken ve en güzel, en taze enginarların olduğu bir şehirde de yaşıyorken sık sık yapmaya, yemeye çalışıyorum. Lezzetli bir sebze olmasının yanı sıra faydalarından bahsetmeye bile gerek yok sanırım..
Bugün sizlerle geçenlerde denediğim ve çok beğendiğim Asma Yaprağında Enginar tarifini paylaşmak istiyorum. Bu tarifi önce Oktay Usta'da görmüştüm, daha sonra biraz nette dolaşınca Sofra dergisinin tarifleri arasında da rastladım. Klasik enginar dolmasına göre hazırlaması daha zahmetsiz. Lezzetli ve pratik bir yemek olmasının yanı sıra şık bir görüntüsü de var. Bu tarifi kendiniz için hazırlayabileceğiniz gibi misafir sofralarınızda zeytinyağlı çeşidi olarak da değerlendirebilirsiniz.
2 adet soğan (2'si tencerenin tabanına, 2'si dolma harcına)
1 yemek kaşığı dolmalık fıstık
1 yemek kaşığı kuş üzümü
1 adet kesme şeker
Yarım çay bardağı sıcak su
Tuz
Yarımşar demet dereotu, maydanoz ve taze nane
Karabiber, yenibahar
Üzerine
Yarım limon
Yarım çay bardağı zeytinyağ
1,5 su bardağı su
Yapılışı:
Enginarları limonla ovun ve yine limonlu suda bekletin.
2 adet ince kıyılmış soğanı zeytinyağında kavurun. Dolmalık fıstığı ekleyip kavurmaya devam edin.
Pirinci de ekleyip 1-2 dakika daha kavurduktan sonra kuş üzümü, kesme şeker, tuz ve sıcak suyu ekleyip suyunu çekene kadar pişirin.
Ardından baharat ve yeşillikleri ekleyin.Karıştırıp tencereyi ocaktan alın ve soğumaya bırakın.
Geniş bir tabağın üzerine sıcak suda haşilanmış iki tane asma yaprağını üst üste koyun, üzerine enginarı oturtun. Enginarın üzerine hazırladığınız harçtan 2 yemek kaşığı koyun. Üzerine de 2 adet asma yaprağı koyup her tarafını örtecek şekilde sarın.
Diğer enginarları da aynı şekilde hazırlayın.
Pişireceğiniz tencerenin dibine iki adet piyazlık doğranmış (ben halka doğradım) soğanı serin.
Enginarları da yerleştirdikten sonra zeytintağ, limon suyu ve suyu ekleyip kısık ateşte 40-45 dakika kadar pişirin.Ilık ya da soğuk olarak servis yapın.
Geçtiğimiz pazar günü altı ayda bir düzenlenen ve geleneksel hale gelen İzmirli Yemek Bloğu Yazarları buluşmamızın 4.sü Kordon Otel'de düzenlendi. Altı kişilik komitenin (Pembe Kekik, Ihlamurcum, Lutenitsa, Suna'dan Denemeler, Bir Dilim Daha, Begonya bloglarının yazarları) organize ettiği buluşmaya İzmirli 60 yemek bloggerının yanı sıra çeşitli firma temsilcileri de katıldı.
Merkezi konumu, muhteşem manzarası ve hizmet kalitesi ile Kordon Otel bu tarz organizasyonlar için çok ideal bir yer.
Otelin en üst katında yer alan salona gittiğimizde arkadaşlarımızın özen ve emeklerini yansıtan masalar bizleri bekliyordu. Bu şık masalarda şık keseler içinde paketlenmiş Datça bademleri Datça'da bulunan ve etkinliğe hediyeleriyle katılan Zephros Otel'in jestiydi.
Masadaki bir başka detay ise Bir Dilim Daha blogunu yazan Zeynep Hanımın çok anlamlı ve her daim baş köşede saklanacak kurabiyeleriydi.
Katılımcıların tamamlanmasından sonra toplantımız Ihlamurcum'un yazarı Dilek Bilginer Ihlamur'un hazırladığı mini video ile başladı. Ardından Dilek Hanım, "bloggerlık ne demek" konulu bir konuşma yaptı. Çok isabetli noktalara değinildiğini düşündüğüm bu konuşmada özellikle yeni blog yazmaya başlayanların dikkat etmesi gereken unsurlar vurgulandı. Blogların paylaştığı içerik ve görsellerin izinsiz ve kaynak belirtilmeden kullanılması meselesine dikkat çekildi.
Günün devamında Muratbey peynirlerinin temsilcisi Aysun Hanım, ürünlerini tanıtan kısa bir konuşma yaptı. Her masada yer alan peynir tabakları ile Muratbey'in ne kadar geniş bir ürün yelpazesine sahip olduğunu gördük ve bunları tatma imkanımız oldu. Her biri çok lezzetliydi ama benim özellikle Yöresel serisinde yer alan burgu, örgü, tel peynirleri ve Naturena serisinde yer alan baharatlı ve çörekotlu peynir çeşitleri ilgimi çekti.
Ayrıca Özsüt de toplantı salonuna kurduğu standla kendi kahveleri eşliğinde çikolatalı yaş pasta ve poğaçalarının tadımını yaptırdı. Kahve de pasta da oldukça lezzetliydi.
Yeme içme kısmı bu kadar değildi tabii ki... Kordon Otel'in de bizler için hazırladığı birbirinden nefis tatlı ve tuzlu ikramları vardı. Muratbey'in loru ile hazırlanan sigara böreği, mini pizzalar, mini tarlar ve kurabiye çeşitleri nefisti... Otelin muhteşem manzarası ve keyifli sohbetler eşliğinde bu güzel lezzetlerin de tadına baktık.
Bu güzel güne hediyeleri ile katkıda bulunan sponsor pek çok firma vardı. Buradan her birine İzmirli yemek bloğu yazarlarına gösterdikleri ilgi için çok teşekkür ederiz.
Yukarıda görmüş olduğunuz afişte sponsor firmalarımız topluca görünüyor. Afişimiz Can Dijital Baskı tarafından hazırlandı.
Afişte gördüğünüz yemek bloğu yazarları logomuzu bizler için İmpetus Reklam hazırladı.
Dr Oetker ağırlıklı olarak yeni ürünlerinden oluşan bu paketi hazırlamış bizler için. Bu ürünlerden Wolkie keki daha önce denedim, yumuşacık nefis bir kek. Mozaik Kek, Dream Ole ve Köstebek Tatlı ise yeni ürünler, ben de merak ediyorum, en kısa zamanda deneyeceğim.
Söke Un ekmek karışımlarını ve birbirinden güzel ekmek tariflerinin yer aldığı Evde Pişen Ekmek kitabını hediye etti bizlere. Bu kitaptan denediğim tarifleri de sizlerle paylaşacağım.
Feast bizlere şık ve kullanışlı bir çantada bu sirpriz hediyeleri verdi, ben özellikle çok cici mutfak önlüğüne bayıldım.
Koroplast da bizler için pek çok ürün çeşidinin bir arada bulunduğu bir paket hazırlamıştı. Buzdolabı poşeti, streç film, folyo gibi ürünlerini zaten kullanıyordum. Ama özellikle kokulu çöp torbaları (vanilya, lavanta ve limon kokulu) ve fırın tepsisine göre kesilmiş yağlı pişirme kağıdı ilgimi çeken ürünler oldu. Bu arada kırmızı puantiyeli önlüğün de çok şirin olduğunu belirtmeden geçemeyeceğim :)
Duru Bulgur'u ben ilk kez deneyeceğim açıkçası. Dr Nermin Işık'ın kaleminden çıkan Bulgur Yemekleri kitabında oldukça güzel tarifler var. Bunlardan da denediklerimiz sizlerle paylaşacağım.
Selva Makarna irmik çeşitleri, makarna ve ıspanaklı mantısını göndermiş bizler için. Daha önce şipşak makarnayı denedim oldukça pratik, gerçekten üzerinde belirtilen sürede (3 dakika) pişiyor. Ispanaklı mantıyı ise henüz denemedim, merak ediyorum.
Lipton çay denince ilk akla gelen markalardan biri.. Ben sallama çaylarını ve demlik poşetlerini ya da bitki çaylarını sürekli kullanıyorum ama toz çayını ilk kez deneyeceğim. Siyah İnci Lipton'un ürün yelpazesine yeni eklediği bir ürün.
Tursil Jel de daha önce denemediğim ürünlerden. Sıvı çamaşır deterjanları son zamanlarda favorim. Hem toz deterjanlar gibi çamaşıra yapışıp kalıntı bırakma sorunu çıkarmıyor hem de kokuları daha kalıcı.
Fairy, Platinyum serisini elde yıkanan bulaşıklar için yeni çıkarmış. Ürün özellikle zorlu yağlar üzerinde etkiliymiş ve suda bekletmeye gerek kalmadan temizlik sağlıyormuş.Deneyip göreceğiz :)
Nivea özellikle bebeksi kokusu ile benim çok sevdiğim cilt bakım markalarından bir tanesi (Nivea ürünleri hakkındaki bir blog yazımı okumak isterseniz tık tık). Özellikle güneş koruması denince aklıma ilk gelen markalardan biri. Bize de güneş koruması için yeni çıkardıkları bir ürün olan Protect&Refresh'i göndermişler. 30 koruma faktörü olan bu ürünün özelliği güneşten korurken aynı zamanda serinletici bir etkiye sahip olmasıymış. Havalar artık ısınsa da kullanmaya başlasak :)
Kristal de sızma zeytinyağı ile etkinliğimize katıldı.
İlyas Gönen, İzmir'in meşhur kahvecilerinden biri. 1939'dan beri hizmet veriyor ve değirmende çekilmeyip dibekte öğütülmesi en büyük özelliği. Aromalı pek çok çeşidi de olmakla birlikte tiryakiler için sanırım sade olanı vazgeçilmez...
Sweetvia Stevia bitkisinden elde edilen sıfır kalorili bir tatlandırıcı. Koruyucu madde ve katkı maddesi içermeyen bir ürün olduğu belirtiliyor ambalajında. Ben zaten çayı şekersiz içiyorum ama şekerden vazgeçemeyen ve aynı zamanda diyet yapan babam kullanmaya başladı bile. Tabii sadece çay ya da kahvede değil tatlılarda, şeker kullanmanız gereken her yerde kullanabilirsiniz.
Muratbey Peynirleri toplantımıza peynir tadımının yanı sıra her birimiz adına birer fidan dikerek anlamlı bir hediyeyle de katılmış oldu. Bizlere Manisa Ormanı'nda diktikleri fidanların sertifikalarını verdiler.
Ve son olarak Form Stüdyo tüm blog yazarlarına bir seanslık epilasyon hediye etti.
Tüm bunlar dışında bir de düzenlenen çekilişle hediyeler dağıtıldı. Arkadaşlarımız kura için bu şirin kurabiyeleri hazırlamışlar, herkes numarasını böyle seçmiş oldu, ne ince bir düşünce... Ellerine sağlık hepsinin...
Çekilen kuralarla arkadaşlarımız Zephyrsos Otel'den konaklama, Verda'dan tencere, tava ve saklama kapları, İMSE'den yemek kursu, Barmar'dan hediye çeki, Akademi Tiyatro'dan tiyatro bileti, Feast ve Selva'dan hediye paketleri ve Begonya blogunun yazarı Leyla Hanımın kendi yaptığı ebru panolardan kazandılar. Ben de Feast'ın talihlilerindendim :)
Bu güzel gün için hem sponsor firmalara hem de her türlü detayı düşünen, aylarca koşturup emek harcayan komitede görevli arkadaşlarıma çok teşekkür ederim. Bizim 3-4 saat keyifli zaman geçirmemiz için arkadaşlarımız aylar öncesinden kafa yormaya, koşturmaya, hazırlıklar yapmaya başladılar. Ben Pembe Kekik'imle sık sık görüştüğümüz için bu kez bu toplantının perde arkasına da kısmen şahit oldum. Ve ne kadar zor olduğunu gördüm. Gösterdiği özen için ona ayrıca teşekkür etmek isterim :) Bu toplantılarda kendimi çok güzel ve büyük bir ailenin içinde hissediyorum. Ve şimdi bayrağı devralma sırası bize geldi. Biz de sonraki etkinlikte umarım öncekileri aratmayacak işler çıkarabiliriz.
Sizlere bugün çok keyifli bir blogger buluşmasından bahsetmek istiyorum. Daha önce yemek blogu yazan pek çok arkadaşımla etkinlik ya da çeşitli aktiviteler aracılığıyla bir araya geldik. Ama bu buluşmada ilk kez moda ve kozmetik alanında blog yazan arkadaşlar ile tanışma ve sohbet etme fırsatım oldu.
Buluşma mekanımız size daha önce bir başka yazımda bahsettiğim La Cigale'di. Bizim için zeytinyağlı ve mezelerden oluşan harika bir masa hazırlamışlardı. Sonrasında ise birbirinden güzel yemek ve tatlılarla güne devam edildi. Bu güzel lezzetler eşliğinde birlikte keyifli bir gün geçirdik.
Her kadın gibi moda ve kozmetik benim de son derece ilgimi çeken konular. Bu konularda sohbet etmekten de arkadaşlarımdan yeni şeyler öğrenmekten de mutlu oldum. Beni bu güzel güne davet eden Pembe Ruj ekibine çok teşekkür ederim :)
Sizler de İzmirli moda ve kozmetik bloglarını takip etmek isterseniz diye arkadaşlarımın linklerini de aşağıda yazıyorum:
Swissôtel Büyük Efes, birbirinden özel lezzetleri sizlerle beraber yaratmaya Nisan ayında da devam ediyor. Baş Aşçı Wolfgang Goedl, şölen tadında sofraların püf noktalarını yemek kurslarında paylaşıyor. Her Cumartesi 12:30 ile 15:00 saatleri arasında Café Swiss'te gerçekleşen kurslar, kişi başı KDV dahil 59 TL