Bumerang, blog yazan herkesin çok iyi bildiği blogger dostu bir oluşum. Benim Bumerang ile tanışmam blogumun daha yeni olduğu dönemlere rastlıyor. Bumerang ailesine katıldıktan sonra hem Yazarkafe'de yazılarımı paylaşıp daha fazla okuyucuya ulaşma hem de Bumands içerikleri ile blogumda zaman zaman reklam yayınlama fırsatım oldu. Bumerang ekibi ile yüz yüze tanışmamız ise çok keyifli bir etkinlikle gerçekleşti. Bunerang Deneyim Günleri kapsamında Bora Kozanoğlu Sörf Akademisi'nde sörf eğitimi almıştık. (Bu etkinliğin detayları ile ilgili yazım için tık tık.)
İlk sörf deneyimimden sonra ilk safari deneyimim de Bumerang ile oldu :) Bumerang'ın safari etkinliği için davet ettiği 10 şanslı blogger arasında olduğumu öğrendiğimde çok mutlu oldum ve heyecanla 29 Eylül'ü beklemeye başladım.
Gelelim etkinliğin detaylarına...
Pazar sabahı Bumerang ekibi ve Ege'nin farklı şehirlerinden gelen blog yazarı arkadaşlar ile bir araya geldik. Bodrum Fırsatı'nın bizler için getirttiği arazi araçları ile yolculuğumuz başladı. İlk durağımız sarnıçtı. Yağmur sularını biriktirme amacıyla 1917'de yapılan ve daha sonra restore edilen sarnıcı inceledik ve hakkında bilgi aldık. Sarnıç ya da diğer adıyla gümbetler (ki bildiğiniz gibi Bodrum'da bir beldenin de adı) Bodrum için sembolik bir anlama sahip. Bodrum'un pek çok yerinde de benzerlerini görmeniz mümkün.
Ardından Çamlık köyüne gittik, burada verdiğimiz çay/kahve molasında blogger arkadaşlar ile sohbet etme ve birbirimizin bloglarını tanıma fırsatımız oldu. Çamlık denince deve güreşleri akla geliyormuş. Biz de köydeki deve güreşi şampiyonu develeri görmeye gittik :)
Yine yolculuk başladı... Bir sonraki hedefimize doğru yol alırken etrafı seyrettim, tabiatla iç içe olmanın mutluluğunu yaşadım.
Sazköy'e vardığımızda gölette su kaplumbağalarını gördük, fotoğraflarını çektik.
Öğle yemeği için Tepecik köyüne doğru yol aldık. Orada yüksek ağaçların altına kurulmuş sedirlerde biraz dinlendikten sonra yemeğimizi yedik. Tekrar araçlarımıza binip Bodrum'un bilinmeyen yönlerini keşfetmeye devam ettik. Yolculuğumuzun en keyifli yanlarından biri de safariye katılan diğer araçlarla seyir anında yaptığımız su savaşlarıydı. Bu anlarımızı biri kameraya alsaydı da görseydiniz çocuklar gibi şendik :) Ama makinamı ıslatma korkusuyla biraz az ya da acele fotoğraf çektiğimi de itiraf edeyim.
Yolculuğumuzun devamında bir zeytinyağı tesisini gezdik. Zeytinyağlarının tadımını yaptık, yağı üretiminde kullanılan aletleri inceledik, fotoğrafladık.
Ve son olarak Yalıçiftlik'te çok güzel ve bakir bir koyda deniz molası verdik. Deniz ve güneşe veda edip buluşma noktamız olan Torba kavşağına doğru yola çıktık. Burada bulunan Yeşil Vadi Restoran'ın su sesleriyle ve doğal ortamıyla huzur veren bahçesinde çaylarımızı da içtikten sonra sıra veda faslına geldi. Birlikte geçirilen güzel bir günün sonunda güzel anılarla ayrıldık Bodrum'dan...
İzmir ekibi olarak (Adem Bey (www.alacatisitesi.com, www.karsiyakasitesi.com ), Kemal Bey (yoldaolmak.com) ve Tuğçe (http://www.bilinmeyenrota.com) tekrar yola düştük. Bafa Gölü'nde bir ayran ve gözleme molası verdik. Manzara şahane buradan geçerken mutlaka durup en azından bir çay içmenizi öneririm. Hem bu güzelliği keşfetmemizi hem de ulaşımımızı sağlayan Adem Beye tekrar teşekkürler.
Bodrum'a daha önce birçok kez gitmiştim ama bu hepsinden farklıydı. Bu kez plajlar ve eğlence hayatı dışından Bodrum'u farklı bir tarafı ile gördüm. Kendi aracımla gidemeyeceğim yerlerine gittim, büyüleyici manzaranın, oksijenin, deniz kokusunun tadını çıkardım. Ege'de yaşadığıma bir kez daha şükrettim. Yeni insanlar tanıdım. Bir kez daha iyi ki blog yazıyorum dedim. Bumerang Deneyim Günleri ile gerçekten farklı bir deneyim daha yaşamış oldum. Günün bu kadar güzel geçmesinde elbetteki her detayı düşünen Bumerang ekibinin payı çok büyük. Bu ekipten Hilal Meriç ve Ahmet Erten güleryüzleri, pozitif enerjileri, samimiyetleri ile tanımaktan mutlu olduğum insanlardan. Kendilerine organizasyondaki emekleri ve davetleri için çok teşekkür ederim. Bir başka teşekkürü ise bu etkinliğin sponsoru olan Bodrum Fırsatı'nın kurucusu Yücel Niego'ya borçluyum. Yukarıdaki fotoğrafta gördüğünüz gülen yüzler onların eseri :)
0 yorum:
Yorum Gönder