31 Temmuz 2011 Pazar

Ramazan Öncesi Güzel Bir İftar Seçeneği


Bir Ramazan ayına daha geldik, geçen yıl yazdığım Güle Güle Selçuk, Hoşgeldin Ramazan yazısını yeni yazmış gibiyim ama üzerinden bir yıl geçti... Bugün sizlerle Ramazan öncesi son yemek davetimizi paylaşmak istiyorum. 

Bu sofra vesilesiyle hepinize hayırlı Ramazanlar dilemek istiyorum. Umarım hepimiz için sağlıklı, huzurlu, bereketli, güzelliklerle dolu bir ay olur.

İftar hazırlıklarınızda sizlere fikir verebileceği düşüncesiyle menüyü yazayım.

Menümüzdekiler:
Çorba: 
Salata ve zeytinyağlı:
Ana Yemek:
  • Çıtır Kasede Sebzeli Tavuk Sote
  • Biftek Sarma
  • Kremalı Patates
  • Pirinç Pilavı
Tatlı:
Çilekli puding ve sakızlı muhallebili kup
Baklava (hazır)








Zeytinyağlı Barbunya






Pancar Sapı Kavurması

Ana yemek tabağı

Çıtır Kasede Sebzeli Tavuk Sote

Kremalı Patates

Türk kahvesinin yanında el yapımı çikolata :)

18 Temmuz 2011 Pazartesi

Sevim Teyzede Akşam Yemeği


Bugün sizlerle iki ay önce misafir olduğum bir sofrayı paylaşmak istiyorum. O kadar geç kaldı ki bu yazı bu yemeğe beraber gittiğimiz kuzenim  o zaman nişanlıydı, şimdi balayında :) Neyse efendim konuya dönersek, bu güzel sofrayı kuzenimin teyzesi, benim de manevi teyzem hazırladı. Kendisi çok becerikli ve eli lezzetli bir hatundur. Daha önce sizlerle blogumun popüler yazılarından olan Elmalı Rulo tarifini paylaşmıştım. Üzerinden zaman geçmiş olsa da enginar gibi bazı sebzelerin mevsimi geçse de bu sofrayı sizlerle paylaşmak istedim. Böylece hem bu güzel günü arşivimde kayıt altına alacağımı hem de sizlere özellikle ramazan sofralarınıza menü hazırlarken fikir vereceğini düşündüm.


Sevim Teyzenin menüsü şöyleydi:



Fava


Yeşil Salata

Süslü Salata
Karışık Kızartma
Yumurtalı Ispanak Kavurması

Etli, Garnitürlü Enginar

Ana Yemek Tabağı
(Tavuk Kroket ve Bezelyeli Pirinç Pilavı eşliğinde Fırın Tavuk)

Ev yapımı cevizli ekmek
Ev yapımı erik suyu
Burma Kadayıf (hazır)
Sevim Teyzeme bu güzel sofrasında bizi ağırladığı için bir kez de buradan çok teşekkür ediyorum, ellerine, emeklerine sağlık. Sizlere de güzel sofralarda sevdiklerinizle ağız tadıyla, huzurla, sağlıkla geçireceğiniz zamanlar diliyorum.

16 Temmuz 2011 Cumartesi

Atlı Vadi'de Kahvaltı



Malum fırsat siteleri son zamanların gözdesi... Biz de geçenlerde daha önce gitmediğimiz bir yer olan Atlı Vadi'de kahvaltı fırsatını görünce güzel bir mekân keşfetme umuduyla gitmeye karar verdik. Bu sabah, hafta sonu kalabalık olabilir düşüncesiyle telefon açıp rezervasyonumuzu yaptırdık. (Bunun ne kadar gereksiz olduğunu daha sonra anlayacaktık.) Ardından düştük yola Homeros Vadisi'ne doğru gitmeye başladık, yolda daha önce belediyenin büyük reklamlarla açtığı vadinin nasıl bir hayalkırıklığı olduğu aklıma geldi, yaklaşık bir yıl önce gitmiş, bakımsız, kimsenin uğramadığı, hiçbir etkinliğin bulunmadığı bir yer olduğunu görmüştük. Neyse Atlı Vadi'ye doğru yola devam ettik, Homeros Vadisi'nden geçtik, hala aynı durumda olduğunu gördüm üzülerek. Sonra dağları tepeleri aştık, epey bir yol gittik, kaybolduğumuzu düşünmeye başlamışken nihayet Atlı Vadi'ye ulaştık. Mekana vardığımızdaki ilk izlenimim pek olumlu değildi, tenha ve bakımsız bir yere benziyordu. İçeri girdik, karşılayan ya da yol gösteren herhangi bir görevli yoktu, zaten boş olan masalardan birini seçip oturduk, bu esnada kahvaltı eden iki aile vardı, yüzlerindeki memnuniyetsiz ifadeyi, ardından garsonla olan olumsuz diyalog takip etti. Kendilerine iyi hizmet verilmediğinden, aldıkları fırsatta yazılan menünün yarısının bile masalarına gelmediğinden şikayet ediyorlardı. Biraz sonra çekingen bir tavırla garson geldi ve daha biz bir şey demeden elektirik kesildi, ürünlerimiz bozuldu, şimdi alışverişe gittiler sizi 20 dakika kadar bekleteceğiz dedi. Nedense hiç şaşırmadım... Bu 20 dakikanın 1 saati bulacağını bile bile beklemeye karar verdik, o kadar yol gitmiştik. Bu esnada keşke Zeytin'e ya da Dağmaran'a gitseydik dedik, Asansör'deki nefis kahvaltı aklımıza geldi...



Tam da tahmin ettiğimiz gibi 1 saatin sonunda kahvaltı hazırlıkları başladı, garson önce gecikme için kullandığı elektirik kesildi bahanesini, bu kez de menüdeki eksikler için tekrarladı. Alışverişe gidildiyse ve biz 1 saat bunun için beklediysek eksikler niye alınmadı onu anlayamadık tabii. Menüde olup masamıza gelmesi gerekenler: Hellim peyniri, sosis, sigara böreği, salam tabağı, Ezine peyniri, İzmir Bergama tulumu, yeşil zeytin, siyah zeytin, tereyağı, çilek ve vişne reçelleri, tatlı lorlu böğürtlen reçeli, çömlek içinde avonos sos,  lorlu yeşil biber haşlama, bal, kaymak, domates, salatalık, yeşil biber, yeşillik, lavaş ekmek, sahanda yumurta, portakal suyu, sınırsız çay.


Menü gayet güzel, gayet iştah açıcı... Masaya gelenler ise peynir, zeytin, bal-kaymak, reçel çeşitleri, söğüş tabağı ve yumurtadan ibaretti. Masadan kalkarken bir de sigara böreği geldi. Ama hellim peyniri, sosis, salam tabağı, çömlek içinde avanos sos, lorlu yeşil biber haşlama, yeşillik ve lavaştan haber alınamadı :) Eksikler bir yana masaya gelenlerin kalite ve lezzeti de tartışılır durumdaydı.



Tatlılar (içine yanlışlıkla tane düşmüş çilek ve vişne reçeli :), bal-kaymak ve böğürtlenli lor)


Peynir,zeytin ve söğüş tabağı (neyse ki bunlarla karnımızı doyurabildik)
Sahanda yumurta (rafadan ziyade çiğ kıvamda beyazı bile oynuyordu )

Bir de portakal suyu ve sınırsız çay vardı, portakal suyu tabii ki sıkma değil, hazır meyve suyu idi, çay ise bir bardak içtiğinizde ikincisini istemeyeceğiniz cinsten...


Atlı Vadi, sessiz, sakin, doğayla iç içe bir konumda, serin ve havadar bir yer. Ama malesef bu avantajları iyi değerlendirilememiş. Açıkçası bugün yaşadığım kötü deneyimden sonra bir daha o kadar yol kat edip asla gitmem. Beğendiğim yerler hakkında yazı yazarken çok rahat oluyorum, gördüğüm güzellikleri, tattığım lezzetleri paylaşmak güzel bir duygu. Ama memnun kalmadığım bir yer hakkında yazmak zor, sonuçta o yerden birileri para kazanıyor, kimsenin ekmeğine mani olmamalı diye düşünüyorsunuz. Ama şu da var ki kimsenin kendini uyanık zannedip kolay yoldan para kazanmaya, gelen müşteriyi saf yerine koymaya hakkı yok! İnsanlar bir yere kahvaltıya ya da yemeğe gidiyorsa, mutlaka lezzet arar, hoş vakit geçirmek ister. Bugün bu kahvaltıyla günüm gerçekten çok kötü başladı ve başka insanların da gidip aynı hayalkırıklığını yaşamamaları için bu yazıyı yazmayı kendime görev bildim :) Keşke sabah rezervasyon için aradığımızda bugün müsait olmadıklarını söyleyip bizi kabul etmeselerdi hem kendileri zor durumda kalmamış olurdu hem bizim sabahımızı mahvetmemiş olurlardı. Ya da mekanın sahibi veya sorumlusu gelip makul bir açıklama yapıp bir özür dileseydi, durumu telafi etmeye çalışsaydı...


Fiyatlara gelince yukarıdaki kahvaltı ve 10 dakikalık at binme hizmeti için iki kişi % 50 indirimle 52 TL yerine 26 TL ödedik, kişi başı 13 TL'ye Dağmaran ya da Zeytin'de ya da başka herhangi bir yerde zaten nefis bir kahvaltı yapmak mümkündü. At binmeye gelince, 1 saatlik bekleme ve üzerine kötü bir kahvaltıdan sonra canımız istemedi. Hancı'daki bakımlı atlar ve özel at binme sahasından sonra, buradaki gariban atlar ve işinin ehli görünen görevliler (!) bu tecrübeye girişmememiz gerektiğini düşündürdü.

İşin ilginci mekânın sitesine ve facebooktaki sayfalarına bakarsanız fotoğraflar öyle güzel, sunulan hizmetler o kadar iyi anlatılıyor ki şaşırıyorsunuz; ben bile sabah gidip görmüş biri olarak acaba aynı yer mi diye bir an tereddüte düştüm. Sitelerinde kullandıkları slogan "Kalıcı dostluklar istiyorsanız bekliyoruz". Reklam ve pazarlama taktikleri iyi, keşke bunu işletmeciliklerine de yansıtabilseler...

Ben bugünkü deneyimimi paylaştım, yine de gitmek görmek isterseniz mekânın iletişim bilgileri şu şekilde :

Atlı Vadi
Homeros Vadisi Yolu Kayadibi Köyü Bornova İZMİR
Vadi : 0232 339 04 84
Mobil: 0530 764 23 98
http://www.atlivadi.com/

***
Bu yazının üzerinden kısa bir süre geçtikten sonra mekânın işletmecisi Suna Hanım'dan bir mail aldım. Suna Hanım bu mailinde benim o gün duymak istediğim açıklamayı yapmış ve yazımda eleştirdiğim noktalara açıklık getirmiş. Kendisine hassasiyeti ve nazik üslubu için teşekkür ediyorum. Eleştiri konusunda duyarlı olup geri bildirim yapmaları takdir edilmesi gereken bir tutum. Siz sevgili okuyucularımla nasıl daha önce eleştirilerimi paylaştıysam şimdi bu eleştirilere verilen cevabı da paylaşmalıyım diye düşünüyorum. Bu sebeple Suna Hanım'ın mailini aynen buraya alıyorum:



"Merhaba,
 Ben talihsiz bir kahvaltı sonrasında sitenizde yorum yapmış olduğunuz Atlı Vadinin işletmecisiyim.
 
İşletmemizi,  çok sorunlu bir gününde ziyaret etmiş olmanız hem sizin hemde bizim açımızdan büyük bir talihsizlik olmuş.
 Yaklaşık iki aylık bir sürede farklı fırsat sitelerinde ilanlarımız çıktı ve şu ana kadar  bu fırsatları satın alan 800 kişiye hizmet verdik. Ve bugüne kadar tabii mutlaka olmuştur eksikliklerimiz ama müşterilerimizin bütyük çoğunluğu bize teşekkür ederek ayrıldılar. İlanda yazılan tüm  ürün ve hizmetleri eksiksiz verdiğimiz içinde bazı müşterilerimizden ayrıca teşekkür dahi aldık.
Sizin ziyaret ettiğiniz o talihsiz güne gelecek olursak. Biz Atlı Vadi yi ailecek işletiyoruz. size o gün hizmet eden garsonlardan biri  benim oğlumdu , diğer oğlumda mutfakta çalışıyordu, ne büyük bir talihsizliktirki ben o gün rahatsız olduğum için maalesef  orda değildim. Eğer orda olabilseydim size şu anda yapacağım açıklamayı ve özürü şimdi değil o gün yapıyor olur, okuyunca çok üzüldüğüm yorumunuzu belki de çok farklı bir boyuta taşıyabilirdik.


 O gün hatta bir gün öncesi elektriklerin kesilmiş olduğu bir gerçekti, belki birçok işletmede bu tür veya farklı yalanlar duymaktan artık insanların doğru söylendiğine ihtimal  dahi vermiyoruz ama.... elektrik idaresi ile yaşamış olduğumuz problemden dolayı, halen şu anda da elektriklerimiz yok. Sizin bizi ziyeret ettiğiniz günden bir gün önce elektriğin kesildiği gün jenaratör taktırmak için harekete geçtik fakat bize sözü verilmesine rağmen ancak Cumartesi öğleden sonra takılabildi. Tabii bu sürede de dolapta olan tüm malzemelerimiz bozulmuş oldu. Bu sorunu kökten çözmek ve birdaha aynı sorunu yaşamamak adına şu anda Yeşil enerji (Rüzgar gülü veya güneş paneli) için yatırım çalışmalarına  başladık. 


 Elektriklerin kesilmesi tabiki bir mazeret değildir, fakat çalışanlar ve benim çocuklarım malzemelerin bozulma ihtimalini hiç düşünmedikleri için bir gün önceden ve sabahtan gerekli önlemleri almayı ihmal etmişler. Müşteri gelip hazırlık aşamasına geçince durum fark edilip hemen tedarik için Bornova merkeze araba gönderiliyor ama bu arada müşterilere hizmette de geç kalınılıyor tabii. Kahvaltı dahilinde verilen Avanos sos , biber haşlama gibi  kahvaltılıkların bir gün öncesinden hazırlanması gerektiği içinde maalesef size verilen kahvaltıya dahil edemiyorlar. Acele ile tedarik edilen malzemelerin kalitesi de tabii tartışılır durumda oluyor.


(.....)
Yazınızda yolun çok uzun olduğundan bahsetmişsiniz. Normalde Atlı Vadi Bornova merkeze 6 Km uzaklıktadır. Siz  Homeros Vadisi tarafından geldiğiniz için yol süresini 3 hatta 4 katına çıkarmışsınız. Kullanılması gereken yol Bornova Hükümet Konağının yanından Bornova şehitlik veya Eski Gazoz fabrikası yoluydu. Ama adres Homeros Vadisi olarak geçtiği için zaman zaman diğer müşterilerimiz de aynı karışıklığı yaşayabiliyorlar.

Yaşanmış olan bu talihsizliği unutmak, Atlı Vadi olarak bizim hakkımızdaki düşüncelerinizi değiştirebilmek adına tekrar sizi aramızda görmek istiyoruz. Uygun oldunuz bir gün  mutlaka  sizi misafir etmek isteriz.
 Kalıcı dostluklar istiyoruz ve sizi bekliyoruz” :)
 Saygılarımla
Suna Gülecen"

14 Temmuz 2011 Perşembe

Kabaklı Fırın Makarna



Son günlerde bloglarda bir durgunluk var, sanırım hem blog yazarları hem de okuyucular tatilde :) Kimler buralarda bir ses verin bakalım...  

Bana gelince, yazın vaktimi rahat rahat mutfakta geçireceğimi ve blogumu sık sık güncelleyeceğimi umuyordum. Bir yandan sıcaklar, bir yandan evde başlayan tadilat işleri dolayısıyla bu -şimdilik- pek mümkün olmadı. Ama ramazandan umutluyum :)

Bugün sizlerle fırın makarnayı yaz sebzeleriyle buluşturup farklı bir dokunuşla sunabileceğiniz bir tarif paylaşmak istiyorum.

Tarif, Sofra dergisi mart sayısından.


Malzemeler: (6 kişilik)
  • 3 adet kabak
  • 1 paket fırın makarna
  • 1 adet kırmızı biber
  • 2 yemek kaşığı tereyağ (tepeleme)
  • 1 çay bardağı un
  • 2 su bardağı süt
  • 1 su bardağı rendelenmiş kaşar peyniri
  • Tuz
  • Karabiber
  • Yarım demet maydanoz
  • 1 su bardağı küp doğranmış beyaz peynir

Yapılışı:
  • Makarnayı tuzlu suda haşlayıp süzün, geniş bir kaba aktarıp kenara alın.
  • Kabakları temizleyip küçük küpler halinde doğrayın.
  • Kırmızı biberi ince kıyın.
  • 1 yemek kaşığı tereyağını geniş bir tavada eritip kabakları soteleyin, üzerine kırmızı biberi ekleyip iki dakika birlikte kavurun.
  • Tuz ve karabiber ekleyip ocaktan alın.
  • Kalan tereyağını küçük bir kaba alıp eritin, üzerine unu ekleyip rengi hafifçe dönene kadar kavurun.
  • Sütü katıp sürekli karıştırarak kıvam alana kadar pişirin ve ocaktan alın.
  • Kaşar peyniri ve kıyılmış maydanozu harmanlayın, içinden 3 yemek kaşığını kenara ayırıp kalanın üzerine beyaz peynir ilave edin, karıştırıp sebzelerin üzerine dökün.
  • Kabaklı karışım ve beşamel sosu makarnanın üzerine ekleyip karıştırın, yağlanmış bir fırın kabına alın.
  • Kenara ayırdığınız kaşar peyniri maydanoz karışımını üzerine serpin.
  • Önceden ısıtılmış 200-210 derece fırında yaklaşık 20 dakika pişirin, dilimleyerek servis yapın. (Biraz ılıdığında dilimler daha düzgün oluyor.)

7 Temmuz 2011 Perşembe

Tire'de Lezzet Turu

1 Tire Kaplan Dağ Restoran

Bugün sizlere İzmir’in şirin ilçelerinden biri olan Tire’den bahsetmek istiyorum. Tarihi M.Ö 2000’li yıllara dayanan Tire, önemli medeniyetlerin (Hitit, Frigya, Lidya, Pers, Roma, Bizans) yönetiminde yüzlerce yıl ayakta kalmış, 1400'lü yıllardan itibaren Türk hâkimiyetine geçmiş ve bu tarihten itibaren Türklerin önemli bir merkezi halini almıştır (Aydınoğlu Beyliği). Doğası ve tarihiyle ayrı bir güzellik armonisi yaşatan bu şehre geldiğinizde tarihin bozulmamış dokusunu tüm benliğinizle hissedebiliyorsunuz. Tarihî çarşıları, birbirinden değerli camileri ve meşhur salı pazarı ile görülmeye değer bir yer Tire.
2 Tire

Tire’ye gitmeyi düşünüyorsanız salı günleri kurulan pazarını da mutlaka gezi planınıza dahil edin. Oldukça geniş bir alana yayılan Tire pazarı, Ege’nin en büyük pazarı olma unvanına sahip. Burada Ege’ye has çeşitli sebze ve otlar, yöresel peynirler, zeytinyağı, el yapımı sabunlar, salça, ev tarhanası gibi gıda ürünlerinin yanı sıra maharetli hanımların getirdiği çeyizlik çeşitli örtüler, dantel, örgü gibi el emeği ürünlere de rastlamak mümkün. Özellikle Tire’nin iğne oyası çok meşhurdur. Bu pazarda ne ararsanız bulabiliyorsunuz, bu yüzden pazara ilgi büyük. Turistlerin bu güzel pazarı görmeleri için kente yapılan tur gezileri salı gününe denk getiriliyor. Birbirinden güzel yerel el işlerini, köylülerin getirdiği yöreye has sebze ve meyveleri ile “salı pazarı”, Tire’nin bozulmamış tarihi dokusuyla bütünleşmiş özel bir alışveriş merkezidir.
3 Tire manzarası

İzmir’e yaklaşık 1 saat mesafede bulunan Tire’nin doğal güzellikleri, tarihi, gezilecek yerleri hakkında pek çok şey söylenebilir. Ama ben sizlere bugün özellikle Tire’ye ait lezzetlerden bahsetmek istiyorum.
İzmir’in zeytinyağı ve ot ağırlıklı yemeklerinin yanı sıra Tire’nin de kendine has lezzetleri var. Tire denince akla gelen ilk yemek sanırım Tire Köftesi. Tire köftesinin diğer köftelerden en belirgin farkı, içinde baharat olmaması. Köftenin iskender gibi pide ve sosla servis edilenine ise Tire Kebabı deniliyor. Bunun dışında yörede “tak tak kebabı” ya da “kuyu kebabı” denilen yemeği de oldukça meşhur. Yemek dediğime bakmayın, bu aslında Tireliler için kahvaltı. Sabah saat 9-10’dan sonra bulup yemeniz zor. Kuzu, kuyuda bütün olarak pişiriliyor, sonra parçalanıp pide üzerinde servis ediliyor. Yemek pişerken etten akan ve bir kapta biriktirilen sosla ise tandır çorbası hazırlanıyor. Neden bu kadar erken vakitte tükeniyor derseniz, pazarcılar sabahın ilk vakitlerinde evlerinden çıkıp geldikleri için tok tutacak bir yemek olarak tandırı tercih ediyorlarmış ve onlara yetişmesi için bu kebap sabahtan hazırlanırmış.

4 Karadutlu lor

Tatlı olarak karadut reçelinin tatlı lor üzerine dökülmesi ile hazırlanan “karadutlu lor tatlısı” ön planda. Yöreye özgü içecekler ise karadut şerbeti ve sübye. Sübye, kavun çekirdeğinden elde edilen bir içecek; ferah, serinletici bir tadı var. Maalesef az yerde rastlanan, unutulmaya yüz tutmuş lezzetlerden biri…
Yörenin süt ürünleri de oldukça lezzetli, bu yüzden koyun yoğurdunu, tereyağını ve peynir çeşitlerini tatmanızı öneririm. (Ömür Mandırası’nı tavsiye ederim.)
5 Tire
Genel olarak Tire yemeklerinden bahsettikten sonra size bu güzel lezzetleri tattığım şirin bir restorandan bahsetmek istiyorum. Yeşilin binbir tonunu bulabileceğiniz bir vadinin zirvesinde Kaplan Köyü’nü geçer geçmez sizi karşılayacak olan Kaplan Dağ Restoran, Kimya öğretmeni Lütfü Çakır Beyin zarafeti ve elinin maharetiyle ortaya çıkarmış olduğu muhteşem manzarasıyla unutulamayacak zamanlar geçireceğiniz özel bir yer. Tire’nin içerisindeki ince kıvrımlı yollardan dolaşarak yirmi dakikada vardığınız mekânda Ege’ye has lezzetleri bir arada bulabileceksiniz.
6 Kuzukulağı


7 Tire salata

Yemek siparişinizden önce masaya kuzukulağı ve taze kekikten oluşan bir tabak ve zengin içerikli bir salata getiriliyor.
8 Ege mezeleri 1


9 Ege mezeleri 2
Daha sonra gelen servis arabasından görerek ve isterseniz içeriği hakkında bilgi alarak tatmak istediğiniz meze ve zeytinyağlıları seçiyorsunuz. Fotoğrafta da göreceğiniz gibi çeşit o kadar fazla ki seçim yapmakta zorlanıyorsunuz. Neler var, derseniz şöyle sıralayabilirim: karışık ot kavurması, havuçlu cevizli ezme, cibes salatası, ısırgan okma, arapsaçı kavurması, soyalı pazı, kabak çiçeği dolması, sarmaşık kavurma bunlardan sadece birkaçı.

10 Girit kabağı

Girit kabağı salatası (kabak haşlanıp zeytinyağı ve limonla soslanmış.

 11 Kabakçiçeği dolması

Kabak çiçeği dolması (İzmir çevresinde sıklıkla yapılır, kabak çiçeğinin dolma harcı ile doldurulmasıyla hazırlanan nefis bir tat)

12 Menengeç

Melengeç ya da menengeç otu (ilk kez tattım, nedense çok sevemedim)

13 Okma

Okma (ısırgan otu, domates, biber, soğan, peynir ve zeytinyağından oluşan bir salata)
14 Keşkek

Keşkek

Ara sıcak olarak kuzu etli şevketi bostan, Ege’nin meşhur düğün yemeği keşkek, karışık otlu börek ya da patlıcanın doyumsuz tadı lalengiyi tercih edebilirsiniz. Patlıcan balığı da denen lalengi patlıcanın uzunlamasına ince olarak kesilip, suda bekletildikten sonra cıvık bir hamura bulanıp kızartılmasıyla elde edilen güzel bir lezzet.

15 Otlu Börek

Bizim tercihlerimizden biri de  otlu börekti. Isırgan otu, pırasa ve peynirden oluşan iç malzemesi var, kızarmış çıtır hamuru ile nefis bir lezzet olduğunu söyleyebilirim.
16 Tire köftesi
Tire Köftesi
17 Tandır
Tandır
Ana yemek olarak Tire köftesi ve tandır var. Tabii isteyenler diğer ızgara çeşitlerini de tercih edebilir.
18 Ceviz krokan
Ceviz Krokan
19 Tahinli Muz
Tahinli Muz
 Tatlı olarak ise karadutlu lor tatlısı, ceviz krokan, tahinli muz öne çıkıyor. Bol çeşitten oluşan bir yemeğin üzerine bu hafif tatlılar iyi geliyor.

 20 Tire Kaplan Dağ

Gelelim ortamına… Manzarayla bütünleşen ambiyansı yaz-kış ayrı bir güzellik yaşatıyor insana. Özellikle yemek yediğiniz mekânda bulunan tavana asılmış kurutulmuş biberler, patlıcanlar ortama ayrı bir hava katıyor. Tavsiyem özellikle baharda burayı görmeniz. Baharda hem yemeklerde ot çeşitliliği artıyor hem de Tire’yi kuşbakışı izleyebildiğiniz manzarası daha hoş oluyor. Yemekten sonra orman içinde bir yürüyüş yapmanız da mümkün.
21 Tire
Son olarak derim ki İzmir’e gelirseniz mutlaka Tire’ye de uğrayın, Tire’nin tarih kokan sokaklarını dolaşın, eski evlerini görün, Tire Müzesi’ni, Necip Paşa Kütüphanesini (müze-kütüphane) dolaşın; eski çarşıya gidin alışveriş yapın. Dere Kahve’de kendinizi suyun huzur veren sesine bırakın. Üzerine de Ege lezzetlerinden oluşan güzel bir yemekle gezinizi taçlandırın.