Nesilden nesile geçen aile şirketlerine her zaman özenmişimdir. Bunlardan biri de Kordon denince akla gelen
çocukluğumuzun Sisi Pastanesi. Rakı severlerin ilgisini çekeceğini umduğum bir yenilikten bahsetmek istiyorum sizlere. İnternetle birlikte iletişimin insanlık tarihinde hiç olmadığı kadar hızlı değişimiyle beraber her şeyde olduğu gibi eğlence hayatımızda da değişiklikler oldu. Bizler, unutulmaya yüz tutmuş bazı değerlerimizi özlemeye, aramaya başlar olduk ve bu konuda imdadımıza yetişen Yeni Rakı'yla beraber sevindik :)
Artık Güzel İzmir'imizin (eskisi kadar olmasa da güzel Kordon'umuzun) bir meyhanesi var: Vintage Meyhane!
Turizm Araştırma Derneği ve Yeni Rakı'nın işbirliği ile gerçekleştirilen "Vintage Meyhane Projesi" ilk kez Meyhane Sisim olarak İzmirlilere armağan edildi. Geçtiğimiz günlerde de Yeni Rakı'nın organizasyonuyla, İzmirli bloggerlar olarak Meyhane Sisim'de buluştuk.
İki katlı mekanın üst katı o gün için bize ayrılmıştı. Güler yüzle bizleri kapıda karşılayan Yeni Rakı ekibiyle beraber, geçmişten günümüze değişen rakı çeşitlerinin sunulduğu standı gezdikten sonra, özenle hazırlanmış masalarımıza oturup lezzetli mezelerin tadına baktık.
İki katlı mekanın üst katı o gün için bize ayrılmıştı. Güler yüzle bizleri kapıda karşılayan Yeni Rakı ekibiyle beraber, geçmişten günümüze değişen rakı çeşitlerinin sunulduğu standı gezdikten sonra, özenle hazırlanmış masalarımıza oturup lezzetli mezelerin tadına baktık.
Sisim cacık, patlıcan salata, pastırmalı humus, çakır enginar, kavrulmuş ot tabağı ve kaşık salatadan oluşan mezelerimize eşlik eden Yeni Rakı'nın Yeni Serisi masada bulunan blogger arkadaşlar tarafından çok beğenildi. İçiminin yumuşak bulunması ve anasonun keskin değilde tatlı kokusu konusunda hemfikir olundu. Rakının olmazsa olmaz mezesinin muhabbet olduğu konusunda da :).
Bir taraftan da rakının üretim aşamasından masalarımıza kadar gelişi, geçmişten günümüze kültürümüzdeki yeri, önemi konusunda kısa ve öz bilgiler edindik. Ayrıca günümüzde Mey İçki'nin vizyonundaki değişikliklerle yeni nesil tarafından rakının algılanışının değişimi, ülkemize gelen turistlerin rakıyı yeniden keşfetmesi gibi konular muhabbetimizi koyulaştırdı.
Biz bu arada yemeğimize ahtapotlu mücver, ızgarada pişirilmiş peynirli mukas böreği ve yaprak ciğerle devam ettik. Ahtapotlu mücver sanırım, buradaki şefin kendi denemesiydi ve gayet başarılıydı.
Bir ara duvarları süsleyen, hiç görmediğim ama şimdiki halinden çok daha güzel görünen eski İzmir fotoğraflarına daldım. Ne kadar da güzelmiş...
Etrafta şöyle bir göz gezdirirken her şeyin özenle seçilmiş olduğunu düşündüm. Avizeler, yer döşemeleri, aplikler... Baştan başa yenilenmişti. Ortamda meyhane denilince bende oluşan algıdan biraz faklı, fazlasıyla şık bir hava vardı. Ayrıca tuvaletler, temizliğiyle standartların üzerindeydi. Mezelerin tazeleğini, yemeklerin lezzetini de düşününce bu yüksek standartlara göre fiyatlar da oldukça makul kalıyor.
Sardalya dolma (bayıldım), tavuk şiş, rodop köfte ve kuzu etli meyhane pilavından oluşan ana yemeklerimizle beraber, küçük bir yarışmayla yemeğimiz daha da eğlenceli hale geldi. Sorulan sorulara Twitterdan en çabuk cevap veren arkadaşlar, Rakı Ansiklopedisi kazandılar.
Biz bu arada fırından yeni çıkmış sıcak helvalarımızın tadına bakmaktaydık. Saatin gece yarısına yaklaşmasıyla hatıra fotoğraflarımızı çektirdikten sonra, bizleri memnun etmek için ellerinden gelen misafirperverliği gösteren Meyhane Sisim çalışanlarına, İzmirlilere böylesine güzel bir mekanın kazandırılmasında öncü olduğu için sahibi Özcan Bey' e, organizasyonda görev alan Zarakol İletişim ve Mey İçki ekibine teşekkür ettikten sonra, bir dahaki organizasyonda buluşmak üzere vedalaştık.
Elimde makina görev başındayken :)
Meyhane Sisim hakkında Daha fazla bilgi için kendi web sitelerine, geceye dair daha fazla fotoğraf için facebook albümüme bakabilirsiniz.
0 yorum:
Yorum Gönder