İzmirli Mekanistler Buluşması Kuytu Restoran

Geçtiğimiz günlerde İzmirli Mekanist gezgin&guruları ile bir araya geldik. Benim ilk kez katıldığım bu etkinlikte buluşma mekanımız Alaçatı'da bulunan Kuytu Restoran'dı. Mekanist, sanırım pek çoğunuzun bildiği gibi bir mekan keşif ve yorumlama sitesi. Üyelerine gittikleri mekana dair fotoğraf ve izlenimlerini paylaşma ve diğer kullanıcıların yorumlarından faydalanma imkanı sunuyor. Yani tam gezmeyi ve yemeyi sevenlere göre bir site :) İşte böyle benim gibi gezmeyi ve yemeyi seven bir grup Mekanist üyesi bir araya gelince bol sohbetli ve çok keyifli bir akşam geçirdik.

Sizlerle bu güzel akşamın fotoğraflarını ve özellikle yemekle ilgili detaylarını paylaşmak istiyorum. Etkinliğin gerçekleştiği Kuytu Restoran'a ilk kez gittim, adından dolayı konum olarak biraz arada bir yerde olduğunu sanmıştım ama Alaçatı'da Cumhuriyet Caddesi üzerinde gayet merkezi bir noktada. Böyle olmakla birlikte Alaçatı'nın kalabalık atmosferine rağmen yemeğinizi rahat rahat yiyebileceğiniz ferah bir ortamı var. Mekanın çok sakin ve huzur veren bir de bahçesi var ki görmenizi öneririm.

Yemek kısmına gelince... Menümüz şöyleydi:

• Çoban Salata

Salatanın üzerine keten tohumu serpilerek farklı bir dokunuş yapılmıştı. Malzemelerin tazeliği, Ege'nin mis kokulu zeytinyağı ile oldukça lezzetli bir salataydı.

• Yoğurtlu Semizotu

Burada fotoğraflayamamışım ama üzerine çörekotu serpilerek sunulan bu pratik lezzet klasik bir sunum olmaktan çıkarılmıştı.

• Çerkez tavuğu

Hazırlanması biraz meşakkatli olan bu meze de oldukça lezzetli ve kıvamındaydı.

• Enginarlı Pilav

En sevdiğim lezzetlerden biri de bu pilav oldu. Dereotu, enginar ve zeytinyağı bir arada nefisti...

• Kabak çiçeği ve yaprak sarma

Tam Ege usulü hafif tatlı, alttan alta tarçın ve diğer baharatların aromasının hissedildiği nefis bir zeytinyağlı dolma harcı ile hazırlanmıştı.

Kabak gondol

Kabaklar ikiye kesilip ortası oyulduktan sonra içine İzmir tulumu konarak fırınlanmış. Çok güzel bir ara sıcaktı.

Kıymalı muska böreği

Yine ara sıcak olarak ikram edilen bu börekler olması gerektiği gibi sıcacık ve çıtır çıtırdı.

Kabak çiçeği kızartması

Akşamın en çok beğenilen ve konuşulan lezzetlerinden birisi bu kabak çiçeği kızartması oldu. İçinde çok lezzzetli bir dolgu malzemesi vardı. Biraz pirinç, yeşil soğan, lor.. Bu kadar mı değil, ama biz bu kadarını yakalayabildik. restoranın şefi sırrını vermiyor. Hatta Mehmet Yaşin'in programına konuk olmuş orada bile sırlarını açıklamamış :)

Köfte-bonfile beğendi

Patlıcan beğendi ile birlikte ikram edilen köfte ve bonfile de oldukça başarılıydı. Köfte de taze baharatların tadı hissediliyordu. Etin de köftenin de pişme kıvamı oldukça başarılıydı. Mis gibi köz patlıcan tadının hissedildiği beğendi de bir hayli lezzetliydi.

Sakız tatlısı

Saatlerce süren ve bu kadar çok lezzetin bir arada olduğu bu yoğun menüye ancak bu kadar hafif bir tatlı eşlik edebilirdi. Sakız aromasına ve sütlü tatlılara bayılan biri olarak bu tatlı muhteşemdi diyebilirim. Bizim yaptığımız sakızlı muhallebilere yakın -ama daha lezzetli- bir tattı. Sakız aroması için sanırım sakız reçeli kullanılmış, sakız tadı belirgindi ve kıvamı kazandibi gibi uzayan bir muhallebi...

Kuytu Restoran'da tattığım lezzetlerin hepsi birbirinden güzeldi ve sizlere her birini gönül rahatlığı ile önerebilirim. Bu güzel lezzetlerin yanı sıra, mekanın  nezih ortamı da bir akşam yemeği için Kuytu Restoran'ın doğru bir tercih olacağını gösteriyor. Mekanın işletmecisi Cengiz Bey ve diğer çalışanların ilgisi de yerindeydi. Alaçatı'ya yolunuz düşerse Kuytu Restoran'ın yemeklerini tatmalısınız bir de arka bahçesini görmelisiniz 

Bu Mekanist etkinliği,  hem sohbetler hem güzel lezzetler eşliğinde çok keyifli bir akşam geçirmemizi sağladı. Bu etkinliğe ev sahipliği yapan Mekanist ekibine, Mekanist Şehir Elçisi Ceren Oluz'a ve tabii ki Kuytu Restoran'a ve çalışanlarına çok teşekkür ederiz.

Son bir hatırlatma, Mekanist'in mobil uygulamasını tabletinize ya da telefonunuza indirerek mekanlarla ilgili yorumları çok kolay takip edebilir, kendi fikirlerinizi de paylaşabilirsiniz.

Mekanist'le ilgili daha fazla bilgi edinebileceğiniz adresler:

 www.mekanist.net 

http://www.mekanist.net/gg 

http://blog.mekanist.net/2013/05/guru-surprizleri/www.mekanist.net http://www.mekanist.net/gghttp://blog.mekanist.net/2013/05/guru-surprizleri/ 

Kuytu Restoran adres bilgisi:

Cumhuriyet Caddesi No: 23 

Alaçatı

Etkinliğe ve Kuytu Restoran'a dair daha fazla fotoğraf için facebook albümüme bakabilirsiniz.

İzmir Gourmet Guide

Mandal Ajans tarafından her yıl hazırlanan İzmir'in ilk videolu interaktif rehberi İzmir Gourmet Guide'ın 4. sayısı haziran ayında çıktı. İzmir'in yeme içme ve eğlence kültürüne katkı sağlayacak bu kitap dolu içeriği ile son derece ilgi çekici başlıklara sahip. İzmir Gourmet Guide, bu sayısında okuyucuya 464 sayfa ve 1484 mekân seçeneği sunuyor.

Bu yılki İzmir Gourmet Guide geçmiş sayılardan çok farklı. Yeni tasarımı, yeni boyutu ve yeni bölümleriyle lezzet severlerin ellerinden düşüremeyecekleri eşsiz bir kaynak. İzmir, Urla ve Çeşme’yi kapsayan semt semt güncellenmiş 1484 aktif mekân İzmir Gourmet Guide’da mutfak tarzlarına göre ayrılarak fotoğraflarıyla yer alıyor. Her yıl olduğu gibi, bu yıl da mekânlara ait; adres ve telefon bilgileri, spesiyalleri ve mekân özelliklerini gösteren ikonlar okuyuculara yeme, içme ve eğlence mekânlarının seçimlerinde büyük kolaylık sağlıyor. Ayrıca kitapta, İzmir ve çevre tatil beldelerinde yer alan otellerin bilgilerini de bulmak mümkün.

Gurme Ahmet Güzelyağdöken’in 3.sayıda başlayan yazı dizisinin ikincisini kaleme aldığı “Sokak Arası Mekânlarım” ve yeni bölümü “Alışveriş Duraklarım” okuyucularını yeni keşiflere davet ediyor. Şef Barış Torcu tarafından hazırlanan çok özel tariflerin yer aldığı “Ege’den Lezzetler” bölümü 4. sayının yeniliklerinden. Bu üç özel bölümde yer alan QR kod uygulamasıyla yazılardaki lezzetlerin video görüntülerini akıllı cep telefonları ve tablet bilgisayarlar vasıtasıyla izleyebilir, keyifli dakikalar geçirebilirsiniz. Kitapta özel olarak hazırlanmış 57 adet video klip bulunuyor. Bu ayrıcalığıyla İzmir Gourmet Guide, İzmir’in ilk videolu interaktif rehberi.

İzmir Gourmet Guide’ın 2. sayısından bu yana geleneksel hale gelen “Bir Adım Öne Çıkanlar” bu yıl da 4 özel toplantı sonucunda 12 kişilik seçici kurul değerlendirmesiyle belirlendi. Kategorilerine göre seçilmiş 36  mekan yorumlarıyla kitapta yer alıyor. Ayrıca İzmir Gourmet Guide’da bu yıl ilk kez İzmir’in yiyecek içecek kültürüne değer katmış 3 özel isim “Altın Tabak” ödülleriyle onurlandırıldı. “Bir Adım Öne Çıkanlar” ve “Altın Tabak” ödülleri Eylül ayında düzenlenecek özel bir geceyle sahiplerine takdim edilecek.

İzmir Gourmet Guide kitabına Yaysat bayileri, D&R ve seçkin kitabevlerinden ulaşabilirsiniz.

İzmir'de uzun yıllardır yaşayan biri olarak ne kadar bilmediğim mekân olduğunu gördüm ve bu güzel rehberden keşfetmek istediğim yerleri işaretledim. İzmir'de yaşayanlar ya da İzmir'i gezip görmek ve lezzetlerini keşfetmek için bu rehberi edinmenizi öneririm.

Bu güzel rehber için Mandal Ajans'a çok teşekkürler.

İzmir Gourmet Guide'ın web sayfasını ve  facebook sayfasını takip etmek isterseniz tık tık. 

Buğday Salatası

Bugünkü tarifimiz yine bir salata... Hem renkli hem lezzetli bu salataya çay saatlerinizde de yemek sofralarınızda da yer verebilirsiniz. Benim ramazan öncesi bir çay davetimde ikram ettiğim bu salata misafirlerimden tam puan aldı. Siz de elinizdeki malzeme ve damak tadınıza göre birtakım değişiklikler yaparak deneyebilirsiniz.

Malzemeler:

• 1 su bardağı buğday
• 2-3 adet kuru domates
• 1 dilim közlenmiş kırmızı biber
• 1 adet taze soğan
• 5-6 dal maydanoz, dereotu
• 2 yemek kaşığı haşlanmış mısır

Üzerine

• Dilimlenmiş yeşil zeytin

Sosu

• Zeytinyağ
• 1 adet ezilmiş sarımsak
• Nar ekşisi yada limon suyu
• Kuru nane, tuz, karabiber

Yapılışı:

• Buğdayları bir gece önceden ıslatın, ertesi gün üzerine su ekleyerek yumuşayacak ama dağılmayacak kadar haşlayın, soğutun.
• Kuru domatesleri de sıcak suda yumuşayana kadar bekletin ve süzün, birkaç parçaya bölün.
• Bir salata kasesine aldığınız buğdayların üzerine doğranmış kuru domates, kırmızı biber, ince kıyılmış soğan ve yeşilliği, haşlanmış mısır tanelerini ekleyip karıştırın.
• Diğer tarafta sos malzemelerini blendırda çırparak ya da bir kavanoza alıp çalkalayarak sosunuzu iyice karıştırın.
• Servis zamanı salataya sosu gezdirip üzerini de yeşil zeytinler ile süsleyerek servis edin.

İftar ve Sahur İçin Beslenme Tüyoları

Ramazan ayında yeterli ve dengeli beslenmenin, sağlığa daha çok özen göstermenin önemi artıyor. Acıbadem Mobil Sağlık’tan Beslenme ve Diyet Uzmanı Merve Güler, Ramazan ayında kişilerin dikkat etmesi gereken konuları açıklayarak altın öneriler verdi, oruç tutmayı kolaylaştıracak ipuçlarını listeledi.

Kişilerin öğün sayısının azaldığı Ramazan ayında, sağlıklı, yeterli ve dengeli beslenmek büyük önem taşıyor. Acıbadem Mobil Sağlık’tan Beslenme ve Diyet Uzmanı Merve Güler, Ramazan’da beslenme konusunda dikkat edilmesi gereken en önemli konunun gece sahura kalkmak olduğunu vurgulayarak, geceden yemek yiyip yatılmasının veya sadece su içilip yatılmasının son derece zararlı olduğunu belirtti. Bu durumun vücutta yağlanmaya neden olduğunu, mutlaka sahura kalkıp bir şeyler yenilmesi gerektiğini söyledi.

Sahurda sağlıklı seçimler yapın

Beslenme ve Diyet Uzmanı Merve Güler, özellikle sahurda protein içeriği zengin bir kahvaltının ya da etli sebze yemeğinin tercih edilebileceğini ifade ederek şu bilgileri verdi: “Sahurda basit karbonhidrattan uzak durulmalı, daha tok tutacak kompleks karbonhidratlar tüketilmeli. Günlük posa miktarı artırılmalı. Örneğin;

• Beyaz ekmek yerine tam buğday, tam tahıllı, çavdar gibi posa içeriği yüksek ekmekler tüketilmeli. 
•  Pirinç yerine bulgur tercih edilmeli.
• Meyve suyu yerine, kabuklu yenebilen meyveleri, kabuklarıyla birlikte tüketmek daha faydalıdır.” 

Sahurda çok ağır yiyecekler ve hamur işlerinden kaçınmak gerektiğini söyleyen Güler; “Sahurda ağır yiyecekler tüketirsek, sabah uyandığımızda midemizde ağırlık, ekşime ve yanma hissedebiliriz. Bir de tüketilen hamur işleri kan şekerimizin aniden yükselip düşmesine neden olur, bu da halsizlik hissine sebep olur ve çeşitli sağlık sorunlarına yol açar” dedi.

Sağlığınızı ‘kurutmayın’

Ramazan yaz aylarına denk geldiğinde, en büyük sorunun susuzluk olduğunu ifade eden Merve Güler, ortalama 16-18 saat aç kalındığından, susuzluğu önlemek için gece ağır yemeklerden ve özellikle tuzlu yiyeceklerden kaçınmak gerektiğini belirtti. Sahurda ev yapımı naneli, limonlu veya yeşil elmalı soğuk çaylar tüketilebileceğini söyledi.

Oruç tutmayı kolaylaştıracak öneriler

Acıbadem Mobil Sağlık’tan Beslenme ve Diyet Uzmanı Merve Güler, oruç tutmayı kolaylaştıracak önerileri ise şu şekilde sıraladı:

• “Mümkün olduğunca şerbetli tatlılardan uzak durun. Eğer çok canınız çekiyorsa haftada ikiyi aşmamak şartıyla sütlü tatlı yiyebilirsiniz.
• Eğer kabızlık sorununuz varsa mutlaka lifli gıdalar tüketin ve sebze tüketiminizi artırın. Ayrıca, orucunuzu su ve 3-4 tane kayısı ile açabilirsiniz.
• Hazımsızlığı kolaylaştıracak papatya, rezene, ıhlamur, nane gibi bitki çaylarını iftardan sonra tüketebilirsiniz. 
• Bitki çaylarınızı veya Türk toplumunun vazgeçilmezi olan siyah çayı soğutup içerisine çubuk tarçın, elma dilimi ve limon koyarak hazırlayabilirsiniz. Soğuk çay ve yeşil ayran gün içerisindeki hararetinizi alacaktır. Sahurda tüketirseniz gün içindeki susuzluğunuzu giderecektir, bunun yanı sıra iftarda da rahatlıkla tüketebilirsiniz.
• Sahurda gaz yapıcı yiyeceklerden kaçınmalısınız. Çok soğuk veya çok sıcak yiyecekler tüketmeyin.
• En büyük sorunlardan biri susuzluktur, mutlaka su tüketin.”

Acıbadem Mobil Sağlık’tan Beslenme ve Diyet Uzmanı Merve Güler, örnek sahur ve iftar menüleri hazırladı:

Örnek sahur menüleri:

1.               1 su bardağı süt

1 adet yumurta

1 kibrit kutusu peynir

2 dilim esmer ekmek

Domates- salatalık

2 porsiyon meyve

2-3 bardak su

***

2.             1 tabak etli sebze yemeği

          2-3 yemek kaşığı yoğurt

          2 dilim esmer ekmek

          Domates- salatalık

          2-3 bardak su

          ***

3.             1 kase çorba

          1 dilim esmer ekmek

          1 dilim peynir

          1 su bardağı süt

          Domates- salatalık

          2 porsiyon meyve

          2-3 su bardağı su

Örnek iftar menüsü:

1 su bardağı su + 1 hurma veya 2 kuru kayısı

Ön yemek: 1 kase çorba

      1 dilim pide

                  1 tabak salata

10 – 15 dakika ara

1 porsiyon ana yemek: Sebze (yumurtalı, etli, tavuklu ya da kıymalı)  veya tavuk, balık, köfte, kırmızı etten biri (ızgara, haşlama veya fırında pişirilmeli)    

1 dilim pide

1 porsiyon meyve

1,5 saat sonra

2 porsiyon meyve

Bilgi için Mobil Sağlık Hattı: 444 9 724

Acıbadem Mobil Sağlık hakkında:

Sağlık hizmetlerini evde, işyerinde ve istenilen herhangi bir yerde sunarak, sağlığı taşınabilir hale getiren Acıbadem Mobil Sağlık, 2008 yılının Temmuz ayında, entegre sağlık zincirinin en önemli parçalarından biri olarak Acıbadem Sağlık Grubu bünyesinde kurulmuştur. Kuruluşunun ikinci yılında sektör lideri olan şirket, bugün pazar payını artırmaya devam etmektedir. Acıbadem Mobil Sağlık’ın 7 gün 24 saat görev yapan Medikal Çağrı Merkezi, yılda yüz binlerce çağrı cevaplamaktadır. Bünyesindeki doktorlar ve sağlık ekibiyle her türlü sağlık problemine çözüm üretebilen Acıbadem Mobil Sağlık, “Acil Sağlık”, “Evde Sağlık” ve “İşte Sağlık” olmak üzere üç ana konuda faaliyet göstermektedir. Ayrıca, uzaktan kronik hastalık takibi konusunda önemli bir yenilik olan ‘Teletıp Hizmeti’ sayesinde, özellikle tansiyon ve diyabet hastalarının sağlık durumlarının kontrollü izlenmesi ve acil durumlarda müdahalelerin kolaylaşması sağlanmaktadır. Şirket, geliştirdiği ürünlerle binlerce bireysel üye ve yüz binlerce kurumsal üyeye ulaşmış ve bu sayıları her geçen gün arttırmaktadır. Acıbadem Mobil Sağlık, “İşte Sağlık”çözümleriyle hizmet verdiği kurumlarda çalışan memnuniyetini önemli ölçüde artırarak, iş gücü kaybına yol açan sevklerin azaltmayı ve zaman kayıplarının önlenmesini hedeflemektedir. Şirket, Frost & Sullivan tarafından sınıfının en iyisi seçilerek “2012 Pan European Growth Leadership” (2012 Pan Avrupa Yükselen Liderlik) ödülüne layık görülmüş, yüzde 80’in üzerinde büyüme oranıyla mobil sağlık alanında Avrupa’nın en hızlı büyüyen şirketi olarak kayıtlara geçmiştir.

 www.acibademmobil.com.tr

Pakmaya sosyal medyada hanımların çok yakınında.

Bazen aklınıza bir soru takılıverir, bilen kimse bulamazsınız.

Bazen yeni bir tarif ararsınız, istediğiniz gibisine rastlayamazsınız.
Sizinle aynı zevkleri paylaşan hanımlarla iletişimde olmak, ortak ilgi alanlarında buluşmak gibisi var mı?
Unutmayın, Pakmaya hep yanınızda!
Pakmaya sosyal ağları günün 24 saati, yılın 365 günü tazelenerek, güncellenerek her zaman elinizin altında, yanı başınızda.
Kısacası siz neredeyseniz biz de orada!

Tarifler, Pratik Mutfak, Pakmaya ürünleri, anket ve yarışmalarıyla:
mutfaginyildizi.com

Her gün birbirinden güzel tarifler, paylaşımlar ve 120.000'i aşkın beğeneniyle:
facebook/mutfaginyildizi

Kolay, anlaşılır, iyi sonuç veren uygulamalı tarif videolarıyla:
youtube/user/mutfaginyildizi

Ortak zevkleri paylaşan sizin gibi meraklıların katkılarıyla:
pinterest/mutfaginyildizi

Cıvıl cıvıl, dinamik, güncel ipuçları, önerileriyle:
twitter/mutfaginyildizi

Kurumsal bilgiler, Pakmaya’dan en yeni haberler ve ürünlerle:
pakmaya.com.tr

İnanın bu adresler çok işinize yarayacak.
Bize yazın, sorun, isteyin, katkı yapın. Daha iyisi için size her zaman açığız!
İletişimi hep sürdürelim...

Bir bumads advertorial içeriğidir.

Çilek Şerbeti

Bugün sizlerle çok lezzetli bir içecek tarifi paylaşacağım. Sıcak yaz günleri için ideal, ferahlatıcı ve sağlıklı... Çoğu zaman hazır içecekleri tüketmeyi kolaylık bakımından tercih etsek de zaman zaman evde hazırlamayı denemekte de fayda var. Sıvı tüketimine özen göstermemiz gereken şu günlerde iftar sofralarınız için hoş bir seçenek olacaktır.

Malzemeler:

• 1 kg çilek
• 1,5 lt su
• 2 çay bardağı şeker (küçük boy)
• 2-3 adet karanfil
• Yarım çubuk tarçın

Yapılışı:

• Çilekleri ayıklayıp yıkayın, bir tencereye alın.
• Üzerine şekeri döküp tercihen 1 gece dolapta bekletin.
• Ertesi gün üzerine suyu ekleyip çilekler yumuşayana kadar kaynatın.
• İçinden tarçın ve karanfilleri aldıktan sonra süzgeçten geçirin ve soğuk olarak ikram edin.

Notlar:

• Tanelerinin de olmasını isterseniz süzme işlemi için daha geniş delikli bir süzgeç, istemezseniz temiz bir tülbent kullanabilirsiniz.
• Biz az şekerli sevdiğimiz için şeker ölçüsü size az gelebilir, su ve şeker miktarını kontrol ederek kendi damak tadınıza göre ayarlayabilirsiniz.

Hindistan Cevizli Puding

Bugün sizlerle iftar sofralarınıza ya da çay saatlerinize eşlik edecek çok lezzetli ve yapımı da kolay bir sütlü tatlı tarifi paylaşacağım. Tarifimizde mutfaklarımızda sık kullanmadığımız bir malzeme de yer alıyor, o da hindistan cevizi sütü. Hindistan cevizi sütünü ben Gurmenet'ten almıştım, ancak daha sonra büyük marketlerde de bulunabildiğini fark ettim, aklınızda olsun.

Tarifin kaynağı Cali'nin Mutfağı. Orada 4 porsiyonluk verilen ölçüyü ben 12 kişiye göre ayarladım, ancak bütün ölçüleri 3 kat olacak şekilde arttırmadım, örneğin yumurtayı 2 adet kullandım, hindistan cevizi sütü elimdeki kutu 400 ml olduğu için o kadar kullandım. Aşağıda kendi yaptığım şekilde ölçüleri veriyorum, isterseniz orijinal tarife de bakabilirsiniz.

Çay saatinde ikram ettiğim bu tatlının çok beğenildiğini de bir son not olarak eklemeliyim :)

Daha önce hazır pudingle yaptığım bir başka Hindistan Cevizli Pudingli Tatlı'ya bakmak isterseniz tık tık.

Malzemeler: (12 adet)

• 1 lt süt
• 400 gr hindistan cevizi sütü
• 1 paket vanilin ya da birkaç damla vanilya esansı
• 6 yemek kaşığı hindistan cevizi rendesi (ben taze değil normal h. cevizi kullandım)
• 9 yemek kaşığı toz şeker
• 2 yumurta sarısı
• 3 paket şekersiz vanilyalı puding (Dr Oetker)

Yapılışı:

• Bir kasede 2 bardak sütle puding ve toz şekeri karıştırın.
• Kalan sütü, vanilyayı, hindistan cevizi rendesi ve hindistan cevizi sütünü kaynattıktan sonra sütle karıştırdığınız vanilyalı pudingi de ekleyin ve kıvamını alana kadar pişirin.
• Pudingi ocaktan aldıktan sonra yumurta sarılarını ekleyinve hızlıca birkaç dakika karıştırın ve tatlıyı kaselere boşaltın. (Yumurta pudingin ısısıyla pişiyor ve hiç kokmuyor merak etmeyin.)
• Soğuduktan sonra üzerini muz ya da kivi gibi dilediğiniz meyvelerle süsleyin ve ister ılık ister soğuk olarak servis edin.

Hellim Peynirli Tavuklu Semizotu Salatası

Bugün sizlerle renkli mi renkli lezzetli mi lezzetli bir salata tarifi paylaşacağım. Bu salatayı ister yemekte ister çay saatinde sunabilirsiniz. Özellikle hafif yiyeceklere yöneldiğimiz şu sıcak günler için çok ideal. Malzeme çeşitliliğiyle iftar davetleriniz için de hazırlayabileceğiniz bir lezzet. Ben içindeki malzemeleri tamamen kendi sevdiklerimden oluşturdum, siz de damak tadınıza göre ekleme ve çıkarmalar yapabilirsiniz. En kısa zamanda mutlaka deneyin diyor ve tarifimize geçiyorum.

Malzemeler:

• 1 bağ semizotu
• Yarımşar demet maydanoz ve dereotu
• 3-4 dal taze nane ve reyhan
• 1 adet haşlanmış tavuk budu
• 2-3 dilim közlenmiş kırmızı biber
• 2 adet salatalık

Üzerine

• 2-3 yemek kaşığı mısır
• 5-6 dilim hellim peyniri
• 1 avuç kadar bütün ceviz

Sosu

• Yarım limon suyu
• 1 yemek kaşığı balzamik sirke
• 1 diş sarımsak
• Yarım çay bardağı zeytinyağı
• Tuz

Yapılışı:

• Semizotunun sadece yaprak kısımlarını koparın, bunları ve diğer yeşillikleri sirkeli suda bekletip yıkayın ve salata kurutucusunda kurutun ya da iyice sularının süzülmesini bekleyin. (yeşilliklerin kurumasına bütün salatalarınızda dikkat ederseniz daha lezzetli olduğunu göreceksiniz)
• Semizotu ve yeşillikleri elinizle koparıp salata kasenize alın. haşlayıp didiklediğiniz ya da ince ince doğradığınız tavukları ekleyin. (yağlı olduğu için göğüs yerine mutlaka but kullanmanızı öneririm)
• Doğradığınız kırmızı biber ve salatalığı ekleyin.(salatanızı erken hazırladıysanız bu aşamada üzerini streçleyip dolaba kaldırabilirsiniz)
• Sos için gereken malzemelerin hepsini bir kavanoza alıp el blendırı ile çırpın (ya da kapağını kapatıp iyice sallayın) daha sonra kavanozun kapağını kapatıp kullanacağınız zamana kadar dolaba kaldırın.
• Servis yapacağınız zaman yağsız bir tavada cevizleri hafifçe kavurun, hellim peynirlerini ızgarada önlü arkalı kızartın (yağ eklemeden).
• Salatanın üzerine sosu gezdirip karıştırın, ceviz ve hellim peynirlerini yerleştirip mısırları serpin.

Ramazan'da Beslenme

Ramazan ayı geldi, iftara ne pişirsem, sahur için ne hazırlasam telaşı başladı. Bir yandan da misafir davetleri için menü hazırlıkları... Günlerin uzun, havaların sıcak olması durumu da söz konusu. Uzun süre aç ve susuz kalan vücudumuzun sağlığını koruyabilmesi için bu ayda beslenmemize biraz daha özen göstermemiz gerekiyor. Peki iftarda neleri, sahurda neleri yemeli, nelere dikkat etmeliyiz? Bu sorularımızın cevaplarını sağlıklı beslenme ve diyet uzmanı Nil Şahin Gürhan veriyor.

Günün ilk ve en önemli öğünü sahur

Günlük beslenmemizde kahvaltı ne kadar önemli ve işlevsel ise ramazan ayında da sahur aynı etkinliktedir. Oruç tutarken aç ve susuz kaldığımız süreyi kısaltan sahur öğünü sayesinde vücudumuz oruçtan minimum düzeyde etkilenir. Sahuru es geçerek tek öğün beslenmek, açlık ve susuzluk süresini uzattığı için, daha çok halsizlik ve yorgunluk hissederiz, metabolizmamız yavaşlar ve buna bağlı yağ depolama potansiyelimiz artar.  

Sahur nasıl olmalı?

Sahurda, uzun süre tok tutacak özellikte bir menü oluşturmamız gerekir. Sahur öğününü güçlü bir kahvaltı gibi düşünebiliriz. Yeterli miktarda ve kalitede protein içeren, sahur doku kaybını önler, doku yenilenmesini sağlar. Sahurda kaliteli protein kaynağı olan peynir mutlaka yer almalıdır. 1 adet yumurta yemek ise sahur öğününün protein kalitesini daha da yükseltir. Süt veya yoğurt kaliteli protein ve ödem çözücü etkisi ile sahur öğününe güç ve zenginlik katar. Karbonhidratlar ise ilk anlarda tokluk sağlayan, kan şekerini birinci aşamada yükselten besin elementleridir. Sahurda en iyi karbonhidrat kaynağı; tam buğday veya çavdar ekmeği ve taze mevsim meyvesidir. 

Yağlar mideyi en son terk eder, buna bağlı daha uzun süre tokluk hissi sağlar, acıkmamızı yavaşlatır. Sahurda light olmayan doğal yiyecekler yemek, yiyeceklerin yapısında olan sağlıklı yağları ölçülü bir şekilde almamızı sağlar. Sağlıklı ölçüde ve kaliteli yağ tüketimi metabolizma hızımızın korunmasına katkıda bulunur.  Yüksek oranda yanmış yağ içeren, ağır besinler ve kızartmaları sahur öğününde hiç tüketmemeliyiz. 

Çiğ sebzeler, sahur öğününe artı değer katar. Domates, salatalık, biber ve maydanoz gibi sebzeler sahur sofralarının vazgeçilmezi olmalıdır.  Çok düşük enerji içeren, lif oranı yüksek, vitamin ve mineral yönünden zengin olan çiğ sebzeler, güne iyi başlamamızı sağlar ve uzun süre tok tutarlar.  İçerdikleri C vitamini, A vitamini, flavonoidler ve enzimlerin de düşünürsek etkinli ve faydası tartışılmaz, mutlaka olması gereken yiyeceklerdir. Sahur öğününün üzerine tatlı niyetine taze mevsim meyvesi tüketmek en sağlıklı ve doyurucu tercih olur. 

Çay: Geleneksel Türk kahvaltılarının ayrılmaz parçası çay antioksidan etkisi ile vücudumuzun direnç kazanmasını sağlarken, içeriğindeki kafein doping etkisi yapar. Açık ve limonlu çay en iyi tercihtir. Sahurda “harareti kesiyor” inancı ile çok fazla miktarda çay içilmesi, oruç süreci boyunca vücuttan daha fazla su kaybetmenize neden olur. Eğer çay miktarını kaçırırsanız aynı ölçüde ekstra su içmeyi ihmal etmeyin.

En mutlu öğün iftar

Bütün gün oruç, iftar saatinde, açlık ve susuzluk tavan yapmış durumda, yemeklerin hayali gözünüzde son dakikalar daha da uzun geçiyor. En iyi çözüm tabii ki her istediğinizi yiyin, ama denge kurarak. İftar sofranızı kurarken önce sağlığınız için gerekli olan bütün besin ihtiyaçlarınızı hazırlayın. İftar sofrasının olmazsa olmaz besinlerini yavaş yavaş iyi çiğneyerek yiyin. Sonra ilerleyen saatlerde sevdiğiniz diğer yiyecekleri de tadına vararak, iyi çiğneyerek yavaş yavaş yemeye devam edebilirsiniz.

İftar öğününde denge:

1.Kapta protein kaynağı bir yemek olmalı. Et, balık, tavuk, etli yemek, peynir, yumurta gibi protein kaynağı bir yiyecek. Miktar olarak ortalama bir avucunuz büyüklüğünde et veya bir yemek tabağı dolusu etli sebze yemeği.

2.Kapta ekmek ve hamur grubu yiyecekler olmalı. Ekmek, çorba, pilav, makarna, az yağlı börek.

3.Kapta süt yoğurt grubu yiyeceklerden biri yemekte veya yemek üzerine olmalı. Yoğurt, ayran, cacık, yoğurtlu yapılmış salatalar veya yemekten sonra sütü kahveyle kullanabiliriz.

4.Kapta salata ve çiğ sebze bol miktarda olmasına özen göstermelisiniz. Az zeytinyağı ilave edilmiş en az 2 avucunuz dolusu salata mutlaka olmalı.

5.Kapta pişmiş sebze yemeği. 2-3 yemek kaşığı zeytinyağlı sebze yemeği veya etle birlikte pişmiş sebze yemeği olması yeterlidir. Böylece, pişmiş sebze ve lif açısından da beslenmenizi tamamlamış olursunuz.

6.Taze meyve iftarın en güçlü parçalarından biridir. 2 avucunuz dolusu taze mevsim meyvesi yemelisiniz. Bunlar; kavun, karpuz, kiraz, şeftali, kayısı, erik gibi meyveler ertesi gün oruçluyken vücudunuzun mineral dengesini sağlar. 

Beyaz şeker ve beyaz şeker içeren ürünler de basit karbonhidrat içeren, glisemik indeksi yüksek, tatlı alternatiflerdir. Kan şekerini hızlı yükseltip çabuk düşürürler. Bu tür neşe ve keyif veren şekerli besinleri iftar öğününde yemek üzerine yemek en doğru tüketme şeklidir.

Fiziksel aktiviteyi arttırmak için

Oruçluyken, olabildiğince az hareket edin ki su ve enerji kaybı olmasın ve metabolizmanız yavaşlamasın. İftardan sonra biraz dinlenin, kendinizi zorlamadan, düşük tempolu yürüyüş yapabilirseniz çok iyi olur. Tabi bu arada bol miktarda su içmeyi unutmayın. 

Nil Şahin Gürhan’dan Ramazan Menüsü

Sahurdan önce

·   ½ - 1 su bardağı ılık su

·   ½ - 1 su bardağı daha soğuk su

Sahur

·   1 adet yumurta

·   2-3 dilim peynir

·   3-4 dilim tam tahıl ekmeği

·   Bol domates, salatalık

·   1 su bardağı süt =( 1 su bardağı yoğurt)

·   1 avuç taze mevsim meyvesi

İftar

·   1 kase çorba

·   1 tabak etli sebze yemeği

·   2 dilim ramazan pidesi

·   1 su bardağı yoğurt

·    Bol salata ( az zeytinyağı ilaveli)

·   1 avuç taze mevsim meyvesi

İftardan sonra

·   1-2 porsiyon taze veya kuru meyve

·   1 avuç ceviz- badem 

Bumerang Deneyim Günleri ile İzmir'de Sörf Eğitimi

Bumerang ekibi sordu: "Dalgalara karşı durmaya hazır mısın?"

Ben de düşünmeden "evet" dedim :)

Beni tanıyanlar bilir denizi, yüzmeyi ve bütün su sporlarını çok severim. Bumerang'ın bu etkinliğini öğrendiğim andan itibaren çok heyecanlandım. Çünkü bu etkinlik Bumerang'ın İzmir'de gerçekleştireceği deneyim günlerinin ilkiydi. Diğer illerde -özellikle İstanbul'da- blog yazarlarıyla çok güzel aktivitelerine şahit olduğum ekiple İzmir'deki ilk etkinliklerinde birlikte olmak bir şanstı doğrusu. Heyecanımın bir diğer sebebi ise ilk kez sörf deneyimi yaşayacak olmamdı. Gelelim günün detaylarına...

Sabah saatlerinde Bumerang ekibi ve etkinliğe katılacak diğer blog yazarı arkadaşlarımla buluştuk. Renault'un yeni çıkardığı Captur'lar bizi Alaçatı'ya götürmek üzere buluşma noktasında hazır bekliyordu. Captur önce turuncu rengiyle çok ilgimizi çekti, daha sonra konforlu seyahatimiz esnasında diğer farklı özelliklerini öğrendik. Bu aralar araç almayı düşünüyorsanız Renault Captur'u da bir değerlendirin derim.



Alaçatı'ya Bora Kozanoğlu Surf Center'a gittiğimizde Bora Kozanoğlu ve ailesi bizi güleryüz ve ilgiyle karşıladı. Tanışma ve sohbetin ardından ikinci kahvaltımızı da burada yaptık :) Ardından Bora Kozanoğlu, bize sörfle ilgili teorik bir eğitim verdi. Hayatımın bir döneminde sörf yapma deneyimi yaşayabilirdim ama bu eğitimi Bora Bey gibi bir dünya şampiyonundan alma fırsatını bulamayabilirdim. O yüzden bu etkinliğe katılmayı  büyük bir şans olarak değerlendiriyorum...

Kupalar arasındaki Bora Kozanoğlu'nu bulunuz :)

 

Çark Plajı

Bora Kozanoğlu'ndan sörfle ilgili temel bilgileri edindikten sonra plaja gittik. Sörf okulu Çark plajında çok güzel bir noktada, üstelik Çark plajı rüzgar sörfü için dünyadaki en elverişli alanlardan biriymiş. Rüzgarı, açık denizden uzak oluşu ve denizin birden derinleşmemesi yeni öğrenenler için uygun bir  çalışma ortamı sağlıyor. Plajda ikişerli ve üçerli gruplara ayrıldık ve her grupla ilgilenen eğitmenler karada edindiğimiz bilgileri denizde uygulayabilmemiz için bizlerle ilgilendi.

Eğitmenimiz Baransel Hoca ve ekip arkadaşım Volkan Bey ile

Açıkçası ben deniz sporlarına ilgi duymama rağmen sörf konusunda biraz önyargılıydım. Zor ve tehlikeli bir spor olduğunu düşünüyordum. Ama yanıldığımı kısa sürede gördüm, bu 2 saatlik dersten inanılmaz keyif aldım ve hatta şimdiye kadar denememiş olduğum için hayıflandım... Bundan sonra devam etmeyi düşünüyorum, hocamın bu konuda beni yetenekli bulması ve hızlı ilerlediğimi söylemesi de beni motive etti tabii :)

Bu keyifli dersten sonra yemek vakti geldi. Bumerang ekibi her detayı olduğu gibi bunu da düşünmüştü. Çeşme'ye gidince ne yenir? Kumru... Nerede? Tabii ki Kumrucu Şevki'de :) Öğle yemeğimizi de keyifle tamamladıktan sonra tekrar sörf okuluna döndük.

Öğleden sonra da sörf deneyimimizi sürdürmeye devam ettik. Artık sabahki dersten sonra epey aşama kaydetmiştik. O kadar ki ben Yunan adalarına doğru yol alırken fark edildim, botla gelip beni kıyıya ulaştırdılar :) Yukarıda da söylediğim gibi sörf eğitimi için son derece güvenli bir alan.

Günün mutluluğu gülen yüzlerden okunuyor...

Her güzel şeyin bir sonu olduğu gibi bu güzel günün de sonu geldi ve akşama doğru ev sahiplerimizle vedalaşarak ve anılarımıza unutulmaz bir gün ekleyerek İzmir'e doğru yola çıktık.

Bu keyifli gün ve farklı deneyim için Bumerang ekibinden Hilal Meriç ve Ahmet Erten'e, Bora Kozanoğlu'na, ailesine ve Bora Kozanoğlu Surf Center ekibine (özellikle Baransel hocaya :) ), konforlu seyahatimizi sağlayan Renault'a çok teşekkür ederim. 

Güne dair daha fazla fotoğraf için facebook albümüme bakabilirsiniz.

Düğüne Evlilik Atölyesi ile Hazırlanın!

Geçtiğimiz günlerde aldığım bir davet üzerine Evlilik Atölyesi'ne misafir oldum. Evlilik Atolyesi, İzmir Alsancak'ta gelinlik ve özel günler için kıyafet tasarımı yapan çok özel bir mekan. Evlilik Atölyesi adı bile tasarımlarını merak etmeme yetti.

Evlilik Atölyesi'ne gittiğimde Atölyenin güleryüzlü ev sahipleri Nuran Hanım, Bengü Hanım ve İlet Hanım, tanışmamıza aracı olan Işıl Hanım bizleri bekliyordu. İş ortamı olmasına rağmen çok şık ve pembe konseptiyle pembe düşlere dalmamıza sebep olacak bir masa hazırlamışlardı :)

Diğer blog yazarı arkadaşlarımın da gelmesiyle sohbete başladık. Mekan Evlilik Atölyesi olunca konu da hep evlilik hazırlıkları ile ilgiliydi. Gelinlik seçiminden düğünle ilgili detaylara, gelinlerin psikolojisinden balayı mekanlarına kadar pek çok konuda keyifli bir sohbet oldu.

Evlilik Atölyesi'nin hikayesini de merak ettik ve sorduk. Nuran Hanım, aslında mimar ve uzun yıllar da bu alanda çalışmış. Devamında ise yine estetik ve sanatsal yeteneğini yansıtabileceği bu alanın cazibesine kapılmış. Bengü Hanım ve İlet Hanım'la birlikte çok güzel bir ekip olmuşlar. Gelinlere sadece hayallerindeki gelinliği hazırlamakla kalmadıklarını aynı zamanda bu stresli süreçte hayatlarını kolaylaştıran, rahatlamalarını sağlayan bir yaklaşım sergilediklerini de  sohbet esnasında anladım. Dikkatimi çeken bir başka nokta ise gelinlik seçiminde gelinin vücut yapısının yanı sıra tarzına, hayalindeki gelinliğe, giyeceği ortama vs dikkat etmeleri. Böyle olunca gelinler mutlu, onlar mutlu :)

Bu kadar anlattıktan sonra Evlilik Atölyesi'nin tasarımlarını merak ettiyseniz web sitesinden ve facebook sayfasından bir fikir edinebilirsiniz. Ama evlilik hazırlıklarındaysanız mutlaka uğramalı, bu şirin, güleryüzlü hanımlarla tanışmalısınız.

Bu güzel akşam için Evllik Atölyesi ekibinden Nuran Efe Zırhlı'ya, Bengü Karakaya'ya, İlet Mızgalı Pekiyi'ye ve bizi davet eden Işıl Yılmaz Sümer'e çok teşekkür ederim.

Evlilik Atölyesi iletişim bilgileri

Talatpaşa Bulvarı No: 25/3

Alsancak - İzmir

Tel: (232) 421 00 22

Swiss Otel’de Nedim Atilla ile Makedonya Mutfağı

Kevser Aydoğdu (Mutfak Deneyleri) ve Nedim Atilla

Bildiğiniz gibi her ay Swiss Otel’in birbirinden ilgi çekici konularda düzenlediği yemek kurslarını sizlerle paylaşıyordum. Bu kez ise Swiss Otel'de gerçekleşen çok güzel bir etkinlikten bahsedeceğim. Swiss Otel, belirli aralıklarla düzenleyeceği toplantılarla yerel mutfakları tanıtmayı hedeflemiş. Bu etkinliklerden ilki Makedonya mutfağı hakkındaydı. Etkinlik iki aşama gerçekleşti, ilk aşamada bilgilendirme, ikinci aşamada ise tadım vardı.

Makedonya mutfağı konusundaki sunumu gazeteci-yazar Nedim Atilla gerçekleştirdi. Nedim Atilla özellikle İzmir’de, Ege’de yaşayanların çok iyi tanıdığı bir isim… Türkiye genelinde de yemek konusunda biraz merakı olanlar bu isme mutlaka aşinalardır. Nedim Bey, Ege mutfağını da içinde barındıran çeşitli mutfaklara dair bilgiler, yemek tarifleri ve yemek kültürü ile ilgili birikimlerini yansıttığı 15'den fazla sayıda kitabın yazarı. Aynı zamanda çeşitli gazete ve dergilerde yine yemek kültürü konusunda yazılar yazıyor, çeşitli toplantılarda konferanslar veriyor. Ayrıca Ege Tv’de Rotamız Lezzet adlı çok beğenerek izlediğim bir programı da hazırlayıp sunuyor. Her izlediğimde bu programın içinde olmayı hayal ediyorum… Nedim Bey bir asistana ihtiyacınız varsa ben gönüllüyüm, dedikten sonra tekrar konuya dönüyorum :)

Nedim Bey önce neden Makedonya mutfağı ile başladıklarını açıkladı. Balkan göçlerinin 100. yılı olması dolayısıyla ilk etkinlik için bu konuyu seçmişler. Ardından Makedonya’nın tarihsel ve coğrafi özelliklerinden bahsetti.

Nedim Bey, Balkan mutfakları dendiğinde beş temek mutfağın akla geldiğini belirtti. Bunlar:

1. Pomak mutfağı

2. Arnavut mutfağı

3. Boşnak mutfağı

4. Buğdan mutfağı

5. Makedon mutfağı

Makedon mutfağında yer alan yemeklerin detaylarına geçmeden önce bu mutfağın yansımalarını bulabileceğimiz bir yazardan bahsetti: Necati Cumalı… Necati Cumalı, hayatının önemli bir kısmını Urla’da geçirmiş olsa da doğum yeri Florina. Nedim Bey, onun eserlerinde Florina’da geçen çocukluk günlerine, oranın kültürüne dair izlenimlerine ve hatta yemek tariflerine rastlanabileceğini belirtti. Nedim Bey, yemeği anlatırken onu bir parçası olduğu tarih, coğrafya, kültür ve edebiyatla birlikte ele alıyor. Bu da konuşmasını keyifle ve merakla dinlememizi sağladı.

Yemeklere geçmeden önce nedim beyin bize gösterdiği slaytlardan bazı fotoğraf ve bilgileri de paylaşacağım.

Makedon parası

Ohri kıyıları

Ohri’nin üzümleri ve şarapları meşhurmuş, Nedim Bey bunun mani, türkü gibi halk edebiyatı ürünlerine de yansıdığından bahsetti ve bazı örnekleri de paylaştı. Ohri ile ilgili paylaştığı bir başka ilgi çekici bilgi artık İstanbul’da rastlanmayan İstanbul asmasının Ohri’de yaşamaya devam ediyor olmasıydı.

Üsküp

Üsküp, Vardar nehri kıyılarının iklim olarak kuru et yapımı için uygun olduğunu belirtti. Kuru et Makedon ailelerin olmazsa olmazıymış. Karanlık bir odada etler birbirine değmeyecek şekilde kancalara asılıyormuş ve altına odun yakılıyormuş, etler de is ve dumanla pişiyormuş. Et olarak da daha çok bonfile ne kontrfile kullanılıyormuş.

Makedon mutfağındaki bir diğer kavram akşamlık. Akşamlık da genellikle başlangıç olarak çorba kullanılıyormuş. Bunu fasulye ya da başka bir sebze yemeği takip ediyormuş, tabi bu sebze yemeklerinde de kuru et kullanılıyor. Devamında ise bir et yemeği yer alıyor. Kavurmanın içerisine bir miktar da un koyuyor olmaları da ilgi çekici. 

Kaymaçina

Nedim bey bu tatlı ile ilgili hoş bir ansını paylaştı. Göçmen aileler çocuklarına zaman zaman “kaymaçina” diye hitap ederlermiş. Nedim Bey de çocukken arkadaşlarına kaymaçina diye seslenildiği için bu tatlıya hep özel bir ilgi duymuş. Makedon usulü kaymaçinanın hazırlanışı Boşnaklarınkine benziyormuş.

Bir de tükenmez denilen bir içecekten bahsedildi. Bu içecekte genellikle muşmula, diğer adıyla yeni dünya kullanılıyormuş. Ama elma, üzüm (özellikle siyah üzüm) gibi fazla alınan meyvelerin de değerlendirildiği oluyormuş. Turşu mantığıyla bir küp içerisine bir kat meyve bir kat şeker sıralanıyor, ağzı kapatılıp 20 gün bekletiliyor, bu arada fermantasyon gerçekleşmiş oluyor. Herkes tükenmezden ne kadar içerse aynı miktarda da su ekliyormuş, tükenmez adı da buradan geliyor. Nedim Bey bu tükenmez testisine bir örneğin Urla’daki Necati Cumalı Müzesi’nde bulunduğunu da belirtti.

Nohutlu işkembe yahni ile çorba arası bir yemek.

Manca: Zeytinyağ, domates ve biberli erişte.

Petla: Mayalı bir çeşit börek. Her katına ekşimik konuyormuş. Kevser Hanım ekşimiğin hazırlanışını şöyle anlattı: Isınmış süte çok az tuz ve sirke (ya da çırpılmış yoğurt) konarak süt ekşitiliyor (ricotto peyniri yapımına benzer şekilde). Tel süzgeç üzerine tülbent konulup süzülüyor, süzgeçte kalan kısım ekşimik oluyor.

Perfirlana: kelime anlamı at, fırlat demek olan bu lezzet, içi karamelize soğanlı bir çeşit börekmiş.

Çıplak:Mısır ekmeği ile kek arası bir lezzet, sade olduğu için adı çıplakmış.

Turşu: Turşu da Makedon mutfağının önemli yiyeceklerinden biriymiş. Hatta nedim Bey Kemeraltı’ndaki pek çok turşucunun Makedon kökenli olduğundan bahsetti. Kevser Hanım da Makedon mutfağından hemen hemen her şeyden turşu yapıldığını söyledi ve süt turşusu ile yağlı turşuyu anlattı. Süt turşusunda çoğunlukla sarı biber kullanılıyormuş, biberin üzerine süt ya da krema ekleniyormuş ve süt tabii daha sonra ekşimiğe dönüşüyor. Yağlı turşu ise yağlı sirkeli suda kırmızı biberlerin haşlanması ve daha sonra bu suyun da kullanılması ile hazırlanan bir turşu.

 

Ve gelelim bizim de tatma imkanı bulduğumuz diğer Makedon yemeklerine... Tattığımız yemekleri bizler için Kevser Hanım  hazırlamış. Aşağıda fotoğrafları ile birlikte göreceğiniz bu birbirinden güzel lezzetler açık büfe şeklinde sunuldu bize.

 

Ön çorbası

Et suyunda pirinç hafif diri kalacak şekilde haşlanıyor ve yoğurt, yumurta ve un ile hazırlanan terbiye ekleniyor. İstenirse limon da konabiliyor. Üzerine de kızdırılmış kırmızı biberli tereyağ ekleniyor.

Bir başka çorba ise un, tereyağ ve et suyu ile hazırlanan un çorbası. Nedim Bey Necati Cumalı’nın sirke ve sarımsaksız un çorbası içenler henüz Anadolu’ya gelmediler cümlesini aktararak bu çorbaya sirke ve sarımsak da eklendiğini vurguladı.

 Damat paçası/samısa

Özellikle Makedon kültüründe damatlara çok önem verildiğini de vurguladı Nedim Bey. Akordeon gibi yapılmış gevrek yufka üzerine tereyağ, et suyu ve et en üste de yoğurt ve kırmızı biber ve tereyağlı sos eklenip fırınlanarak hazırlanan bir yemek. Baklavanın kenarında kalan yufkalar da bu şekilde değerlendiriliyormuş. Börekle yemek arası bu tat da oldukça lezzetliydi.

Büryan

Büryan yine temel yemeklerden biri çoğunlukla tavuk ya da kuzu eti kullanılarak yapılıyor. Makedon usulü büryan, alta pirinç, üzerine et ev et suyu, en üste de soğan, biber ve domates konulup fırına verilerek hazırlanıyormuş.

Servis yapılırken ön çomak denilen but masadaki yaşlı ya da önemli kişiye verilirmiş. Ve tavuğu eşit pay edemeyen genç kızlar evliliğe hazır sayılmazlarmış…

Yazlık ve kışlık olarak ikiye ayrılıyor. Ana malzeme kuzu incik ya da tavuk ve  az miktarda pirinç. Yukarıda gördüğünüz üzerine domates ve taze soğan da eklenmiş yazlık büryan.

Sodalı ısırganlı ekmek

Yoğurt, karbonat ve sıvı yağ ile hazırlanan hamurdan ekmekle börek arası bir lezzet çıkmış, tadı muhteşemdi. Nedim Bey Gaziemir’de yer alan bir Rumeli Börekçisi olduğunu ve İzmir’de yaşayanların burada Rumeli’ye ait pek çok börek çeşidini bulabileceğini söyledi.

Asmalı Pide

Soğan ve mısır unu ile hazırlanan pidenin alt ve üstünde taze asma yaprağı kullanılmış, yine mutlaka tadılması gereken muhteşem lezzetlerden biriydi.

Kokolinga

Karbonatla hazırlanan ve kızartılan tuzlu, çıtır çıtır bir hamur işi, üzerine mutlaka çırpılmış yoğurt dökülerek yeniyor.

Tezpişti

Pekmezle hazırlanan bir çeşit sütlü tatlı.

Tabağım :)

Bu güzel etkinlikle hem bilgilenme hem de nefis lezzetleri tatma imkanını sundukları için Nedim Atilla'ya, Kevser Aydoğdu'ya ve Swiss Otel yetkililerine çok teşekkür ederim. Devamını merakla bekliyor olacağım.