Bugün, bu yıl 3.sü düzenlenen Ege Mutfak Zirvesi'ndeydim. Zirve sabah 10.30'da yapılan protokol konuşmaları ile açıldı. Mutfak Zirvesi'nin bugünkü programı şu şekildeydi:
10.00 Açılış
10.30 Panel "Farklı kültürlerde Mutfak sanatları Eğitimi"
11.30 Profesyoneller Yemek Yarışması
17.00 Yemek yarışması ödül töreni
İlk konuşmayı Yeni Asır gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Şebnem Bursalı yaptı.
Devamında Türkiye Aşçılar Federasyonu Başkanı Zeki Açıköz, Lokantacılar ve Gazinocular Federasyonu Başkanı Aykut Yenice, İzmir Ticaret Odası Başkanı Ekrem Demirtaş, Buca Belediye Başkanı Ercan Tatı, Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan, İzmir Valisi Cahit Kıraç zirvenin önemine dair konuşmalarını yaptılar.
Sizin de fark edeceğiniz gibi konuşmacı sayısı epeyce fazla, her biri kısa süre konuşsa da açış konuşmaları toplamda 45 dakikayı buldu. Böyle olunca da başta oldukça kalabalık olan dinleyici sayısı panel başladığında 3-5 kişiye düştü. Konuşmacılar İzmir Ekonomi Üniversitesi'nin eğitmen şefleriydi. Boş bir salona konuşmak onların motivasyonunu büyük ölçüde kırdı zannediyorum ki konuşmalarını çok kısa ve genel çerçevede tuttular.
Rektör Yardımcısı Tunçdan Baltacıoğlu'nun yönettiği panelde ilk konuşmayı Gabriel Sponza yaptı. Konusu dünyada mutfak sanatları eğitimiydi. Daha sonra söz alan Osman Sezener, Türkiye'deki mutfak sanatları eğitimi hakkında bilgi verdi.
Sonraki konuşmacı Merve Akbulut'un konusu ise pasta ve ekmekçilik eğitimiydi. Benim en çok ilgimi çeken konuşmacı Merve Hanım oldu. Konuşmasında ilk ekmek denemelerinden başlayıp, mayanın keşfine, un çeşitlerinin kullanılmaya başlamasına, Osmanlı saray mutfağında 15. yy.dan itibaren tatlıcılığın başlamasına değin uzanan sürece değindi. Bugün çocuklarının Özsüt adıyla geliştirdiği tatlı serüveni başlatan ünlü saray tatlıcısı Sefer Usta'dan bahsetti. Son konuşmacı Gönül Korkmaz ise konuşmasında Ege mutfağını anlattı.
Panelden sonra profesyoneller yarışmak için yerlerini aldı ve yemeklerini hazırlamaya başladılar. Bu esnada ben standları dolaşmaya başladım. İlk gözüme ilişen Ekonomi Üniversitesi'nin standı oldu. Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da şık sunumlarıyla ziyaretçilerin ilgisini çekiyorlardı.
Rektör Yardımcısı Tunçdan Baltacıoğlu'nun yönettiği panelde ilk konuşmayı Gabriel Sponza yaptı. Konusu dünyada mutfak sanatları eğitimiydi. Daha sonra söz alan Osman Sezener, Türkiye'deki mutfak sanatları eğitimi hakkında bilgi verdi.
Sonraki konuşmacı Merve Akbulut'un konusu ise pasta ve ekmekçilik eğitimiydi. Benim en çok ilgimi çeken konuşmacı Merve Hanım oldu. Konuşmasında ilk ekmek denemelerinden başlayıp, mayanın keşfine, un çeşitlerinin kullanılmaya başlamasına, Osmanlı saray mutfağında 15. yy.dan itibaren tatlıcılığın başlamasına değin uzanan sürece değindi. Bugün çocuklarının Özsüt adıyla geliştirdiği tatlı serüveni başlatan ünlü saray tatlıcısı Sefer Usta'dan bahsetti. Son konuşmacı Gönül Korkmaz ise konuşmasında Ege mutfağını anlattı.
Panelden sonra profesyoneller yarışmak için yerlerini aldı ve yemeklerini hazırlamaya başladılar. Bu esnada ben standları dolaşmaya başladım. İlk gözüme ilişen Ekonomi Üniversitesi'nin standı oldu. Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da şık sunumlarıyla ziyaretçilerin ilgisini çekiyorlardı.
Altında ince tart hamuru üzerinde haydari, domates ve zeytin olan nefis atıştırmalıklar.
Haydari, nar ve karamelize soğanla sunulan salatalık dilimleri.
Sos ve kuşkonmaz eşliğinde sunulan karidesli atıştırmalıklar.
Günün en beğendiğim şeylerinden biri, frambuazlı limonata. Nefisti nefis... Ev yapımı tadında limonataya frambuaz püresi eklenmiş, harika bir tat, pespembe sevimli mi sevimli bir renk... Bir de limonların içinde ve renkli minicik pipetlerle harika bir sunum. Tereddütsüz söyleyebilirim ki oradaki en özenli stand Ekonomi Üniversitesi'ne aitti, hem ikramları hem de güleryüzlü öğrencileriyle...
Ekonomi Üniversitesi'nde yukarıdaki atıştırmalıkları tattıktan sonra her yıl nefis börekleriyle etkinliğe katılan Egesini'nin standına doğru yöneldim. Fotoğrafta da gördüğünüz üzere epey ilgi gören bir standdı. Nasıl ilgi görmesin ki orada pişen sıcacık ve çok lezzetli su börekleri harikaydı.
Akhisar Belediyesi'nin ikramı olan keşkeği de anmadan geçmeyelim, gerçekten çok lezzetliydi.
Daha sonra bu kadar yemeğin üzerine tatlı iyi gider diyerek Dr. Oetker'in standına yöneldim. Orada hem yeni ürünleri Cheesecake Yap'ın hazırlanışını izledim, hem de tatma imkanı buldum. Üzeri yine r Oetker'in böğürtlen soslarıyla süslenen bu tatlıyı hazırlamanın çok pratik olduğunu söyleyebilirim. Bu standdan bir de Dr. Oetker'in tariflerini içeren minik broşürlerinden aldım ki tarif meraklısı biri için bunlar çok değerli. Önümüzdeki günlerde bazılarını dener ve sizlerle paylaşırım diye umuyorum.
Renkli standlardan biri de Seferihisar Belediyesi'ne aitti. Standda mandalina pestilinden tutun hanımların hazırladığı haşhaşlı çörek, sakızlı kurabiye gibi yöreye has lezzetler halkın beğenisine sunulmuştu.
Bunlar dışında Konak Belediyesi ve Buca Belediyesi de dağıttıkları nohutlu pilav ve ayranla halkın ilgi gösterdiği standlardandı.
Ben standları dolaşıp biraz da yarışan profesyonelleri izledikten sonra yorgunluğuma yenik düşüp ayrıldım fuardan. Devamını ise eve geldikten sonra etkinliğin canlı olarak yayınlandığı Yeni Asır Tv'den izledim.
Etkinliğin yarınki programına gelince, 12.00'de başlayacak olan Ege yemek yarışması, saat 17.00'deki ödül töreni ile sona erecek. Vaktiniz ve gitme imkanınız olursa katılın, olmazsa da Yeni Asır Tv'den takip edin derim.
Bir mutfak zirvesi daha çok keyifli, çok renkli geçti, önümüzdeki yıllarda da gelişerek devam etmesini diliyor, emeği geçenlere büyük hizmetlerinden ötürü bir İzmirli olarak teşekkür ediyorum.
Geçen yılki Mutfak zirvesi izlenimlerimi okumak isterseniz:
Not: Gitmişken Hediyelik Eşya Fuarını da gezebilirsiniz, benden hatırlatması...
0 yorum:
Yorum Gönder