29 Haziran 2010 Salı

7 Kıta 7 Renk






İstanbul gezimizin ilk gününe çok güzel bir etkinlikle başladık. Fatih Üniversitesinde çok renkli bir fuarı gezme imkanımız oldu. Üniversitenin geleneksel aktivitelerinden biri olan bu fuar farklı ülkelerden gelen yabancı öğrenciler tarafından düzenlenmiş. Fuarda farklı milletlerden öğrencilerin açtığı standlar var, bu standlarda kendi ülkelerine özgü kıyafetleri, ülkelerinin karakteristik ürünlerini ve lezzetlerini paylaşıyorlardı. Ayrıca kurulan sahnede yine ülkelerinin müziklerini ve danslarını sergiliyorlardı. Çok renkli, çok samimi bir ortamdı. Şimdi sizleri farklı ülkelerin standlarından görüntülerle başbaşa bırakıyorum :)




Arnavutluk standı



Azerbaycan standı







Çin standı (bu standda Çin çayı ikram ettiler :)


Endonezya standı





Hindistan standı


Kazakistan standı (bu standda adını hatırlayamadığım bir yiyecek ikramı vardı tadı pişi, hamur kızartması tarzındaydı)







Pakistan standı









Rusya standı





Senegal standı



Tacikistan standı (yine adını hatırlayamadığım ama tadını çok beğendiğim bir yiyecek dışı ballı ya da şekerli çıtır çıtır çerez tarzındaydı :)



Ukrayna standı

Son olarak farklı kültürlerin buluştuğu böyle güzel bir ortamı hazırladıkları için başta öğrenciler olmak üzere emeği geçen herkese tebrik ve teşekkürlerimi iletirim :)

İstanbul Gezisi



Mayıs ayının ilk günlerinde gerçekleştirdiğimiz 5 günlük İstanbul gezimizle ilgili yazıyı araya giren diğer yazılardan dolayı yazamamıştım. Ama içeriği çok dolu ve keyifli bir gezi olmasından dolayı geç de olsa bu gezi ile ilgili fotoğrafları ve detayları sizlerle paylaşmak istiyorum.

Gezimiz, katılacak ekibin mangal partisini tamamlamasından sonra öğle saatlerinde başladı :) Ardından Balıkesir'de höşmerim, Susurluk'ta ayran ve Kemalpaşa'da (Bursa) tatlı molasıyla devam etti :)


Bu arada ben hep bu Kemalpaşa tatlısının adını İzmir'in Kemalpaşa ilçesinden aldığını sanırdım, yanlış biliyormuşum. Ayrıca burada yediğimiz Kemalpaşa tatlısı marketlerden alıp şerbetlediğimizden daha farklı, daha lezzetliydi, içinde peynir, lor tarzı bir şey var gibiydi tadı...

Beş günlük gezi programımızda neler mi vardı?








Önce Fatih Üniversitesi'ndeki çok ilginç bir etkinlikle başlamak istiyorum gezimizin detaylarına...

23 Haziran 2010 Çarşamba

Altınpark City/(Yeni adıyla Seyirtepe) (İzmir)


Altınpark City İzmir-Örnekköy'de yaklaşık bir yıl önce hizmete giren bir mekan. Açıldığı dönemde basında çıkan haberlerde açılacak olimpik yüzme havuzu, atv parkuru, paintball sahaları vs ile İzmir'in hatta Ege'nin en büyük eğlence ve spor merkezini oluşturacaklarına dair bilgiler yer alıyordu. Ayrıca gazetelerde gördüğüm fotoğraflardan manzarası çok güzel bir yer olduğunu da düşünmüştüm. O zamanlar merakla gittiğimde cafe ve restorant dışında hiçbir şey yoktu ve bu geniş ama boş mekan hayalkırıklığı yaşatmıştı.


Geçtiğimiz pazar günü babalar gününde babaları sevebilecekleri bir yere götürelim istedik. Altınpark'ı daha önce görmedikleri için ve açık hava olduğu için seçenekler arasına aldık. Aradan geçen zamanda ilk gördüğümüzden daha farklı olduğunu da umduk... Gittiğimizde mekana eklenen tek şeyin kır düğünü yapılabilecek bir alan olduğunu gördüm. Manzarası ve serin havasıyla yaz düğünleri için ideal bir yer gibi duruyordu. Tabi düğüne katılmadığım için hizmet kalitesi hakkında yorum yapamayacağım.



Restorant tadilat dolayısıyla kapalıymış, daha önce gidenlerden yemek kalitesinin iyi olmadığını, buna rağmen fiyatların yüksek olduğunu duymuştum. Ama duyduklarımızla yetinmeyip denemekti niyetimiz. Restoran kapalı olunca körfez manzarasına hakim cafesine oturduk, orada da tost ve birkaç içecek çeşidi dışında alternatif yoktu.

Şu haliyle Altınpark City sadece gidip manzaraya karşı çay içilebilecek bir yer. "İzmir'in Piyer Lotisi" iddiasıyla yola çıktı, ama malesef bir yılda pek aşama kaydemediğini üzülerek gördüm. Güzel manzara bir yere kadar... Aslında bundan önceki gezi yazılarında İzmir'deki ya da diğer yerlerdeki güzellikleri ve lezzet önerilerini paylaştığım için Altınpark'tan hiç söz etmemeyi düşünmüştüm. Ama mekan önerilerini olduğu gibi hayal kırıklıklarını da yazayım  gidecek olanlar neyle karşılaşacağını bilsin istedim.


Son olarak çok güzel bir manzaraya sahip olan ve sıcak yaz akşamlarında serinleyebileceğiniz bu mekanın  güzel lezzetler ve aktivitelerle renklenmesini, hak ettiği güzelliğe kavuşmasını İzmirliler adına umduğumu belirtmek istiyorum.


***
Not: (Kasım 2010)
Altınpark City adını Seyirtepe olarak değiştirmiş. Ne sebeple bilmiyorum ama en azından içinde İngilizce bir kelime geçmemesi güzel :)

Seyirtepe'ye Ulaşım : Bornova - Karşıyaka otobanının Örnekköy yol ayrımından 4 km gittikten sonra kapalı spor salonunun karşı yolundan girerek yaklaşık bir 4 km daha giderek Seyirtepe'ye varabilirsiniz.

Yakında açılacak olan web sitesinin adresi şöyle:

22 Haziran 2010 Salı

Kaymaklı Poğaça


Hep söylediğim gibi en sevdiğim öğün kahvaltı... Kaymak ve bal da kahvaltının vazgeçilmezlerinden benim için. Hafta içi işe giderken her ne kadar kahvaltısız çıkmamaya özen göstersem de hafta sonu kahvaltıları kadar uzun ve rahat olamıyor elbette. Dolayısıyla hafta sonu kahvaltısı için aldığım kaymak da hafta içi yenmeyip kalıyor. Bu durumda ben de dondurucuya kaldırıyorum. Eski Sofra dergilerimi karıştırırken bu kaymaklı poğaça tarifini görünce (haziran 2009'da) dondurucudaki kaymak aklıma geldi ve denedim. İyi ki denemişim, yumuşacık ama ağızda dağılan ve mis gibi süt kokan poğaçalarım oldu. Aslında tadı poğaça ile tuzlu kurabiye arası bir şey oldu. Kahvaltı ve çay saatleri için güzel bir atıştırmalık tavsiye ederim :)

Malzemeler:
  • 150 gr kaymak (ben Eker kaymak kullandım)
  • 1 yemek kaşığı oda sıcaklığında margarin (Becel kullandım)
  • 1 tatlı kaşığı toz şeker
  • 1/2 çay bardağı sıvı yağ
  • 1 adet yumurta akı
  • Tuz (miktar peynirin tuzluluk durumuna göre)
  • 1 paket (10 gr) instant maya
  • Un
İçine:
  • 100 gr beyaz peynir ya da kaşar peyniri
  • Maydanoz
Üzerine:
  • Yumurta sarısı
  • Susam, çörek otu vs.
Yapılışı:
  • Kaymak, margarin, toz şeker, sıvı yağv e maya yoğurma kabına alınır.
  • Yavaş yavaş un eklenerek yumuşak bir hamur elde edilir.
  • Hazırlanan hamur 10-15 dk dinlendirilir.
  • İç için ezilmiş ya da rendelenmiş peynir ve doğranmış maydanozlar karıştırılır.
  • Hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar koparılır, elle yuvarlak olarak açılır.
  • Hamurun ortasına hazırlanan iç harç konur, kapatılıp elle yuvarlak şekil verilir.
  • Poğaçalar yağlı kağıt serilmiş fırın tepsisine alınır.
  • Üzerine yumurta sarısı sürülür ve isteğe göre susam, çörek otu vs serpilir.
  • Önceden ısıtılmış fırında 190-200 derecede 35-40 dk pişirilir. (pişme süresi fırına göre değişiklik gösterebilir.)
Not:
  • İç harcı için farklı malzemeler de kullanabilirsiniz.
  • Bu ölçülerle mini fırın tepsisiyle 1 tepsi (yaklaşık 20 adet) çıkıyor.

18 Haziran 2010 Cuma

Dayımlarda Akşam Yemeği

Geçen hafta sonu anneannemler, teyzemler ve annemlerden oluşan kalabalık bir grup halinde dayımlarda toplandık :) Çok becerikli ve eli lezzetli bir hatun olan yengem her zamanki gibi nefis lezzetler hazırlamıştı :) Doğma büyüme İzmirli olan yengem Ege yemeklerini çok iyi bilir ve çok da güzel yapar. Onunla daha sık görüşme imkanımız olsa blogdaki Ege yemekleri daha çok çeşitlenirdi eminim... Bu konuda sevgili kuzenim Selçuk'tan bir söz aldım, annesi Ege'ye ait yöresel bir yemek yaptığında fotoğrafını çekip, tarifini alıp bana gönderecek, ben de sizlerle paylaşacağım :) Selçuk'un bu sözünü de buraya yazıyorum ki unutmasın :) Bu arada Selçuk'un profesyonel bir fotoğraf makinesi ve fotoğrafçılık konusunda epey bilgi ve tecrübesi var, o yüzden  ona güveniyorum :) 

Dayım ve yengeme bizi evlerinde ağırladıkları için çok teşekkür ediyor, yeni evlerinde ve yeni işlerinde çok mutlu olmalarını diliyorum :)
 
Menüdeki harika lezzetlere gelince:

Zeytinyağlı Biber ve Patlıcan Dolması
Dolma çok lezzetliydi, sizler için tarif istedim ama yengem ölçülerle yapmadığı için ne yazık ki tarif veremiyorum...
Semizotu Salatası
Ben semizotunu hep yoğurtla karıştırarak salata hazırlıyordum, yengem çoban salataya semizotu doğrayarak hazırlamış, bir de içinde kendi ürettikleri zeytinlerden yapılan zeytinyağı olunca lezzetini tahmin edersiniz...
Yoğurtlu Pancar
Ben yoğurtlu pancarı hep haşlayıp rendeleyip yoğurtla karıştırarak yapıyordum, yengem haşladıktan sonra doğramış biraz sıvıyağ ve soğanı kavurduktan sonra pancarları da eklemiş ve daha sonra yoğurtlamış. Bu şekilde de harika oluyor, kesinlikle deneyeceğim, size de tavsiye ederim.
Pancar Turşusu
Yengem pancarı haşladıktan sonra bir kısmını yukarda anlattığım şekildehazırlamış bir kısmını ise doğradıktan sonra sirke, tuz ve pancarın haşlama suyundan ekleyerek turşu hazırlamış.
Soslu Tavuk ve Pirinç Pilavı
Tavuğu ise yoğurt, salça, soğan, sarımsak rendesi, zeytinyağı, kekik ve baharatlarla marine ettikten sonra teflon tavada önce harlı sonra kısık ateşte (önce kapağı kapalı kızarma aşamasında açık olarak) pişirmiş, ızgara lezzetindeydi.
Aileyle beraber geçirilen saatlere bir de böyle güzel lezzetlerin eşlik etmesinden daha güzel ne olabilir ki... Hepinize ailenizle ve sevdiklerinizle geçireceğiniz çok güzel bir hafta sonu diliyorum...

17 Haziran 2010 Perşembe

Ege Usulü Zeytinyağlı Kabak

 
Tam bir yaz yemeği... Sıcaklardan bunalıp iştahı olmayanlar için... Ya da iştahı olup diyette olan sağlıklı ve az kalorili şeyler yemek isteyenler için ideal bir tarif... Zeytinyağlı kabak yemeğini hepimiz biliriz. Peki Ege usulünün bundan farkı nedir? Bu tarifin klasik kabak yemeğinden iki farkı var, biri içine pirinç ya da bulgur eklenmemesi, diğeri ise bütün malzemelerin çiğden konması. Soğanı filan kavurmakla uğraşmıyoruz yani, aynı zamanda pratik :) Pratik, sağlıklı, az kalorili ve lezzetli daha ne olsun :)

 

 
Malzemeler:
  • 3-4 adet kabak
  • 1 adet soğan
  • 2-3 diş sarımsak
  • 1 adet yeşil biber
  • 1 adet kırmzı biber
  • 1-2 adet domates
  • 2-3 yemek kaşığı zeytinyağı
  • Tuz
  • Karabiber, kekik, nane (isteğe bağlı)
Yapılışı:

 

 

   
  • Kabaklar yıkandıktan sonra halka halka doğranır, (çok ince olmayacak şekilde), tencereye alınır.
  • Kabakların üzerine yarım ay şeklinde doğranmış soğan, yemeklik doğranmış sarımsak ve biberler eklenir.

 

  • En üste de kabuğu soyulmuş domatesler ufak ufak doğranır.
  • Tuz, istenen baharartlar ve zeytinyağı ilave edilip kapağı kapatılır.
  • Kısık ateşte hiç karıştırmadan (kabakların ezilmemesi için) kabaklar yumuşayana kadar pişirilir. (tavayı hafif sallayarak karıştırabilirsiniz.)

Not:
  • Servisten önce hafifçe bir kez karıştırmak yeterli.
  • Yanında mutlaka yoğurtla (tercihen sarımsaklı) ikram etmenizi öneririm.)
  • Su eklemenize gerek yok kısık ateşte domatesin ve kabağın suyu yeterli oluyor, böylece daha lezzetli oluyor.
  • Ocağı kapattıktan sonra yemeğe dereotu da ekleyebilirsiniz.