4 Mayıs 2010 Salı

Çeşme İzlenimleri

Geçen hafta sonu 23 Nisan'daki tatili de fırsat bilerek Çeşme'ye gittik. Bu tarz yerlere yazın değil baharda gitmeyi daha çok seviyorum, böylece bunaltıcı bir kalabalık olmuyor. Gezdiğim yerin doğal hayatını görmek, boş sokaklarda, semt pazarlarında dolaşmak, kapı önünde oturan teyzelerle ya da kahvede oturan amcalarla konuşmaktan hoşlanıyorum :) Tabi İzmir'de yaşayan biri olarak Çeşme'ye birçok defa gittim, ama bu kez bir blog yazarı sorumluluğuyla bol bol fotoğraf çekmeye de özen gösterdim :) Çeşme belki çoğumuzun gittiği ve iyi bildiği bir yer ama bir kez de benim objektifimden bakın istedim.

Güzelbahçe

İzmir'den Çeşme'ye doğru giderken otobanı değil de eski yolu tercih ettiyseniz belki biraz daha uzun ve trafik yoğunluğu olan bir yolculuk olacak ama sahil yolundan gittiğiniz için güzel bir manzara size eşlik edecek.

Güzelbahçe
Güzelbahçe'den kareler

Narlıdere veya Güzelbahçe'de yolunuzun üstünde çoğu deniz kenarında olan pek çok kahvaltı yeri var, burada deniz kokusu eliğinde kahvaltınızı yaparak güne iyi bir başlangıç yapabilirsiniz. (İlk kez gittiğiniz bir yer ise mutlaka menüdeki fiyat bilgisine dikkat etmenizi öneririm, deniz keyfiniz çok pahalıya mal olabiliyor, tecrübeyle sabittir :) ondan bir başka yazıda ayrıca söz edeceğim.)

Çeşme


Çeşme

Çeşme'yi önce yukardan görüp güzelliğine hayran olduktan sonra uygun bir yere arabayı park edip sokaklarını, çarşısını yürüyerek dolaşmak en güzeli.

DSC00156

Çeşme Kalesi gittiğinizde mutlaka görmeniz gereken yerlerden biri... 2. Beyazıt zamanında yapılan kaleye çıktığınızda göreceğiniz Çeşme manzarası sizi büyüleyecek. İnşa edildiği zaman deniz kıyısında olan kale denizin doldurulmasıyla bugün biraz denizden uzaklaşmış olsa bile burada hala Çeşme'yi tepeden izlemenin keyfini çıkarabilirsiniz.

DSC00133

Gittiğiniz mevsim yaz ise burada düzenlenen çeşitli festival ve yarışmaları da takip edebilirsiniz.

DSC00153

Ayrıca tarih ve arkeolojiye meraklıysanız kalede bulunan Çeşme Müzesini gezmenizi öneririm.

Çeşme


DSC00131


DSC00127

Kaleyi gezdikten sonra Çeşme meydanından çarşıya geçebilirsiniz.

Çeşme

Kışın ve hatta baharda bomboş olan bu çarşıda yazın adım adım yürünüyor. Bu kez gittiğimde aslında ne kadar küçük bir çarşı olduğunu fark ettim. Yazın bu kısa mesafeyi kat etmek uzun bir zaman aldığı için çok dolaşmışsınız gibi geliyor.

Çeşme

Çarşıda pek çok turistik yerde olduğu gibi fiyatlar yüksek o yüzden alınabilecek en uygun şey hatıra ve hediye amaçlı dolap süsleri, minik kutular, çeşme yazılı tuzluklar vs.

Çeşme


Blogumuzun ana teması olan yeme içme faslına gelince... Malumunuz Çeşme denince ilk akla gelen şeylerden biri sakız. Dolayısıyla hem Çeşme'de hem de Alaçatı'da çoğu tezgahta sakızlı birşeyler göreceksiniz (sakızlı kahve, sakız reçeli, damla sakızı vs.) Pastanelerde ise damla sakızlı muhallebi ve sakızlı kurabiye ile lor kurabiyesi revaçta. Ancak ben bunları büyük beklentilerle yediğimde evde yaptıklarımızdan farklı olmadığını, hatta daha iyisinin yapılabileceğini düşündüm :) (bakınız Lor Kurabiyesi ve Sakızlı Muhallebi) Bir de damla sakızlı dondurma... Artık birçok yerde bulunabilen bir şey belki ama yine de Çeşme çarşısını dolaşırken 1945'ten beri hizmet veren bir pastane var, orada dondurma yemenizi öneririm. Zaten önünde çok uzun bir kuyruk gördüğünüzde doğru yer olduğunu anlayacaksınız :)

Çeşme

Mutlaka bahsedilmesi gereken bir başka lezzet ise kumru. Kumru üzeri susamlı bir çeşit sandviç ekmeği, içini ise damak tadınıza göre belirleyebiliyorsunuz, makbulü karışık olan bence :) Daha önce kumru yememiş olanlar bu kadar meşhur bir yiyeceğin bir çeşit sandviç olduğunu görünce biraz hayal kırıklığı yaşayabiliyorlar ama ben çok lezzetli olduğunda ısrarcıyım :) Yemeden dönmeyin derim.

Yazı dizimiz devam edecek... Sonraki yazılarda Çeşme Sahilleri ve Alaçatı izlenimleri olacak...

0 yorum:

Yorum Gönder